25 Nisan 2023
Resmi Belgede Sahtecilik Suçu Cezası
Resmi Belgede Sahtecilik Suçu Cezası
TCK m.204- (1) Bir resmî belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmî belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmî belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi bir belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen veya sahte resmî belgeyi kullanan kamu görevlisi üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

25 Nisan 2023
RESMİ EVRAKTA(BELGEDE) SAHTECİLİK ( TCK M.204)
RESMİ EVRAKTA(BELGEDE) SAHTECİLİK ( TCK M.204)
Belge Nedir?
Çeşitli içtihatlara göre belgenin unsurları bulunmaktadır: a) yazı, b) yazının taşınabilir şey üzerinde tespit edilmiş olması, c) yazının kimlik ve kişiliğinin olması d) yazının delil teşkil etmesi ve hüküm ifade etmesidir. Yargıtay, belgeyi “hukuki hüküm ifade eden ve bir hakkın doğmasına ve bir vakayı ispata elverişli bir yazı” olarak tanımlamaktadır. Üç tür belge bulunmaktadır: Resmî belge, özel belge ve resmî belge hükmündeki belgelerdir.
Resmî Belge Nedir?
Resmî belge, ancak bir kamu görevlisi tarafından görevi gereği ve kanunda görülen usul ve formalitelere uygun olarak düzenlenen belge olarak tanımlanmaktadır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu da resmî belgeyi; “bir belgenin resmî belge niteliğini elde edebilmesi için yalnızca bir memur tarafından düzenlenmiş olması yeterli değildir. Memurun her düzenlediği belge resmî belge sayılmaz. Bir belgenin resmî belge sayılabilmesi için memurun gördüğü görevle düzenlenen belge arasında nedensellik bağının bulunması gerekir. Ayrıca resmî belgeye vücut veren yasal beyanların uygun olması ve zorunlu biçimsel koşulları taşıması gerekir.” şeklinde öğelerini de belirterek açıklamıştır. Yargıtay içtihadında resmî belge sayılan bazı örnekler: Adli sicil kaydı, açık artırma ilanı, araç plakası, doğum raporu, evlilik cüzdanı, haciz tutanağı, bono, çek, inşaat ruhsatı, ipotek belgesi, motorlu araç trafik belgesi, veraset ilamı, vergi levhası, tapu senedi vs.

25 Nisan 2023
İsticvabın Yapılması
İsticvabın Yapılması
İsticvabına karar verilen kimse bizzat isticvap olunur. Hâkim, isticvaba başlamadan önce isticvap olunan tarafa gerçeği söylemesi gerektiği hususunu hatırlatır. İsticvap olunan taraf, mahkemenin izni olmadıkça, yazılı notlar kullanamaz. Burada amaç, isticvap olunan kimsenin hazırlanılan metinleri söylemesi yerine doğruları söylemesini sağlamaktır. Yine aynı amaç doğrultusunda isticvap esnasında avukat, tarafa yardım edemez ve ona sorulan sorulara cevap veremez. Ayrıca isticvap esnasında, karşı taraf ve taraf vekilleri de hazır bulunabilirler. (HMK m. 173)
Sözü geçen ve kanunda açıkça belirtilen isticvap usulüne uygun bir isticvap gerçekleşen mahkemede son olarak bir tutanak düzenlenir. İsticvap olunan tarafça yapılan açıklamalar, sorulan sorular ve verilen cevaplar tutanağa yazılır. Tutanak taraflar huzurunda okunduktan sonra altı isticvap olunan tarafa imzalatılır. İsticvap olunan taraf haklı bir gerekçe göstermeksizin tutanağı imzalamaktan kaçınırsa, bu durum hâkim tarafından tutanakla tespit olunur. (HMK m. 174)

25 Nisan 2023
İsticvap Usulü
İsticvap Usulü
Kendiliğinden veya tarafların isteği üzerine isticvabına karar verilen kimseye öncelikle, bizzat davetiye gönderilir ve belirlenen gün ve saatte isticvap olunmak üzere hazır bulunması gerektiği belirtilir. Davetiyede, ayrıca, isticvap konusu vakıalar gösterilir; ilgili tarafın geçerli bir özrü olmaksızın gelmediği veya gelip de sorulara cevap vermediği takdirde, isticvap konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı ihtarı da yapılır. Buna rağmen çağrılan taraf özürsüz olarak gelmediği veya gelip de soruları cevapsız bıraktığı takdirde, mahkemece sorulan vakıalar ikrar edilmiş sayılır. (HMK m. 171)
HMK m. 171 ‘de belirtilen şekilde isticvap için bizzat davetiye gönderilen kişilerin mahkemeye bizzat gelmesi gereklidir. Ancak, isticvap olunacak kişi, mahkemenin bulunduğu il dışında oturuyor ve bulunduğu yerde aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yolu ile isticvap olunması mümkün değil ise istinabe yolu ile isticvap olunur. (İstinabe, davaya bakmakta olan mahkemenin yargı çevresi dışında yapılması gereken işler ve işlemler söz konusu olduğunda, bu işlerin veya işlemlerin yapılacağı yer mahkemesinden hukukî yardım istemesidir.)
İsticvap olunacak kimse hastalık, engellilik veya benzeri sebeplerle mahkemeye bizzat gelemeyecek durumda ise bulunduğu yerde de isticvap olunabilir. (HMK m. 172)

25 Nisan 2023
İsticvabın Konusu ve İsticvap Olunacak Kişilerin Belirlenmesi
İsticvabın Konusu ve İsticvap Olunacak Kişilerin Belirlenmesi
HMK m. 169 ‘a göre isticvap, davanın temelini oluşturan vakıalar ve onunla ilişkisi bulunan hususlar hakkında olabilmektedir. Ayrıca isticvabın varlığından söz edebilmek için, talep üzerine veya mahkemenin kendiliğinden aldığı bir kararla taraflardan her birinin isticvabı istenebilmektedir.
Hakimin de isticvap istemesindeki temel maksat, özellikle delillerin yetersiz olduğu durumlarda veya takdiri delillerin varlığı (Takdiri delil; koşulları ve hükümlerini kanunun belirlemediği delillerdir. Örnek; bilirkişi, tanık, keşif.) doğrultusunda kesin karar vermenin zor olacağının anlaşıldığı hallerde, uyuşmazlığın daha doğru bir şekilde çözümlenebilmesi için çelişkilerin giderilmesinin sağlanmasıdır.
HMK m. 170 ‘te isticvap olunacak kişilerin belirlenmesi açıkça ifade edilmiştir. Buna göre:
- Tüzel kişiler adına, temsil yetkisine sahip kimseler, isticvap olunur.
- Ergin olmayan veya kısıtlı bir kimse adına yapılmış bir işleme ilişkin olarak, o kişinin kanuni mümessili isticvap olunur. Ancak, Ergin olmayan veya kısıtlı kimselere bizzat dava hakkı tanınan hâllerde, bu hüküm uygulanmaz.

25 Nisan 2023
İsticvabın Ayırt Edici Unsurları
İsticvabın Ayırt Edici Unsurları
Mahkemede tarafların veya tanıkların dinlenilmesi, gerek olayın aydınlatılması gerek de tarafların kendini ifade edebilmesi gibi birçok nedenden dolayı bilgi edinmek maksadıyla başvurulan bir durumdur. Fakat isticvapta ise, olayın aydınlatılmasının yanı sıra ispat amacına yönelik olarak tarafların aleyhlerine olan hususlarda özellikle ikrar elde edilmesi maksadı vardır.
Ayrıca isticvap sadece tahkikat aşamasında var olmasına karşın tarafların dinlenmesi her aşamada mümkün olabilmektedir.
Bunların yanında, taraflardan biri veya her ikisi mahkemeye usulünce çağrılmasına rağmen gelmezse, sadece mazeretsiz olarak katılmadığı duruşmada yapılan işlemlere itiraz edemez. (HMK m. 150/2) İsticvapta ise bu kuraldan farklı olarak çağrılan taraf çağrıldığı duruşmaya katılmadığı takdirde, sorulan vakıaları ikrar etmiş sayılır. (HMK m. 171)
Kural ve isticvabın mantığı gereği isticvap, sadece “taraflarca getirilme ilkesi” nin uygulandığı davalarda önem taşır. “Kendiliğinden araştırma ilkesi” nin bulunduğu davalarda ikrar, hakimi bağlamayacağı için isticvap uygulanmaz; sadece tarafların dinlenmesi hükümleri (HMK m.144) uygulanır.
Yukarıda da bahsedildiği üzere her ne kadar isticvabın kendine has ayırt edici unsurları bulunsa da aslında isticvap, tarafların veya tanıkların dinlenilmesi ile oldukça benzeşmektedir. Sözü geçen üç durum, hem varlık sebepleri olan olayların aydınlatılması, çelişkilerin giderilmesi, uyuşmazlığın hızlı ve sağlıklı çözümlenebilmesi gibi amaç unsurları bakımından hem de vuku buldukları yöntem bakımından benzer nitelikler taşımaktadırlar. Hatta bu benzeşmeden dolayı isticvabı tarafın bir tür tanıklığı olarak da nitelendirmek mümkündür. Bu yoldan bahisle kanun koyucu, HMK m. 175 ‘te tanıklığa ilişkin 249 (sır nedeniyle tanıklıktan çekinme), 250 (menfaat ihlali tehlikesi nedeniyle tanıklıktan çekinme), 259 (tanıkların mahkemede dinlenilmesi) ilâ 263 (tanıklıkta tercüman ve bilirkişi kullanılması) üncü madde hükümleri niteliğine aykırı düşmediği sürece isticvapta da uygulanabileceğini belirtmiştir.

25 Nisan 2023
İsticvap
İSTİCVAP
İsticvap ne demek?
İsticvap, özellikle ikrar (taraflardan birinin karşı tarafın aleyhine ileri sürdüğü vakıanın diğer tarafça da doğru olduğunun mahkemeye yazılı veya sözlü olarak bildirilmesi) elde etmek için, tarafların kendi aleyhlerine olan hususlarda, mahkemece dinlenmesi yani sorguya çekilmesidir. Ancak hakimin, duruşma sırasında tarafları dinlemesi her zaman isticvap olduğu anlamına gelmemektedir. İsticvabın varlığından söz edilebilmesi için kanunda öngörülen isticvap usulüne göre dinlenme olmalıdır.

24 Nisan 2023
Tanıklıktan Çekinme Hakkının İstisnaları (HMK m. 251)
Tanıklıktan Çekinme Hakkının İstisnaları (HMK m. 251)
248 ve 249 uncu maddeler ile 250 nci maddenin (a) bendindeki hâllerde;
a) Bir hukuki işlemin yapılması sırasında tanık olarak bulundurulmuş olan kimse o işlemin esası ve içeriği hakkında,
b) Aile bireylerinin doğum, ölüm veya evlenmelerinden kaynaklanan olaylar hakkında,
c) Aile bireyleri arasında, ailevi ilişkilerden kaynaklanan mali uyuşmazlıklara ilişkin vakıalar hakkında,
ç) Taraflardan birinin hukuki selefi veya temsilcisi olarak kendisinin yaptığı işler hakkında, tanıklıktan çekinilemez.

24 Nisan 2023
Tanıklıktan Çekinme Halleri
Tanıklıktan Çekinme Halleri
Kişisel Nedenlerle Tanıklıktan Çekinme (HMK. m. 248)
- a) İki taraftan birinin nişanlısı.
- b) Evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi iki taraftan birinin eşi.
- c) Kendisi veya eşinin altsoy veya üstsoyu.
ç) Taraflardan biri ile arasında evlatlık bağı bulunanlar.
- d) Üçüncü derece de dâhil olmak üzere kan veya kendisini oluşturan evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi kayın hısımları.
- e) Koruyucu aile ve onların çocukları ile koruma altına alınan çocuk.
Ayrıca HMK m. 247 ‘de kişisel nedenlerle tanıklıktan çekinme sebeplerinin varlığı hâlinde, hâkim tanık olarak çağrılmış kimsenin çekinme hakkı bulunduğunu önceden hatırlatması gerektiği belirtilmiştir.
Sır Nedeniyle Tanıklıktan Çekinme (HMK. m. 249)
Kanun gereği sır olarak korunması gereken bilgiler hakkında tanıklığına başvurulacak kimseler, bu hususlar hakkında tanıklıktan çekinebilirler. Ancak, 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu hükmü saklı kalmak üzere sır sahibi tarafından sırrın açıklanmasına izin verildiği takdirde, bu kimseler tanıklıktan çekinemezler.
Menfaat İhlali Tehlikesi Nedeniyle Tanıklıktan Çekinme (HMK. m. 250)
a) Tanığın beyanı kendisine veya 248 inci maddede yazılı kimselerden birine doğrudan doğruya maddi bir zarar verecekse.
b) Tanığın beyanı kendisinin veya 248 inci maddede yazılı kimselerden birinin şeref veya itibarını ihlal edecek ya da ceza soruşturmasına veya kovuşturmasına sebep olacaksa.
c) Tanığın beyanı, meslek veya sanatına ait olan sırların ortaya çıkmasına sebebiyet verecekse.
Yukarıda sayılan sebeplerden birine veya birkaçına dayanarak tanıklıktan çekinmek isteyen kişi, HMK m.252 ‘e göre çekinme sebebini ve bu sebebi haklı gösterecek delilini, dinleneceği günden önce yazılı veya davet edildiği duruşmada sözlü olarak bildirmek zorundadır.
Çekinme sebeplerini ve bunun dayanaklarını önceden bildirmiş olan tanık belli günde mahkemeye gelmek zorunda değildir. Mahkeme, duruşmada bulunan tarafları dinledikten sonra tanıklıktan çekinmenin haklı olup olmadığına karar verir.
Tanık, kanuni bir sebep göstermeden tanıklıktan çekinir, yemin etmez veya göstermiş olduğu sebep mahkemece kabul edilmemesine rağmen tanıklık yapmaktan çekinirse beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar disiplin para cezasına ve bu yüzden doğan giderleri ödemesine hükmedilerek, yeniden dinlenilmek üzere yargılama başka güne bırakılır. (HMK m.253)
Tanık kendisine sorulan sorulara cevap vermez veya yemin etmemekte direnirse o mahkemece iki haftayı geçmemek üzere disiplin hapsine mahkûm edilir.

24 Nisan 2023
Tanıklıktan Çekinme ve HMK
Tanıklıktan Çekinme ve HMK
Kanun koyucu, tanıklık yapmayı mecbur hale getirip buna yönelik maddeler hazırlasa da kanunda açık olarak belirtilmiş olan hallerde tanık olarak çağrılmış bulunan kimsenin, tanıklık yapmaktan çekinebileceğini uygun görmüştür. (HMK m. 247)
Kanun koyucu bu halleri; “Kişisel nedenlerle tanıklıktan çekinme” (HMK. m. 248), “Sır nedeniyle tanıklıktan çekinme” (HMK m. 249), “Menfaat ihlali tehlikesi nedeniyle tanıklıktan çekinme” (HMK m. 250) başlıkları altında toplamış ve her hali açıkça belirtmiştir. Ancak bu söz konusu özel haller dolayısıyla tanıklara tanınan tanıklıktan çekinme hakkı verildiği gibi, HMK m. 251 ‘de yine açıkça belirttiği bazı durumların varlığı halinde bu durumlara bir istisna öngörmüş ve söz konusu kişilerin tanıktan çekinemeyeceğini belirtmiştir.
Ayrıca, HMK 248, 249 ve 250. maddelerde sayılan istisna haller dışında Türk yargısına tabi olmayan kişiler için de tanıklık yapma yükümlülüğü yoktur. Örneğin, Türk yargısına tabi olmayan yabancı ülkelerin diplomatik temsilcileri, tanıklık yapmak zorunda değildir ve bu kişiler, mahkemeye tanık olarak çağrılamazlar.
