19 Haziran 2023
Yürütmenin Durdurulması
YÜRÜTME DURDURMA KARARI
Yürütmenin durdurulması kararı, idari yargıda açılmış bulunan bir iptal davasında veya bu dava sonucunda verilen karara karşı başvurulan kanun yolu incelemesi sırasında davanın taraflarından birisinin istemi üzerine idari yargı yerince, Kanunda belirlenen koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda yapılacak bir inceleme üzerine verilen ve istemin kabulü halinde idari işlemin ya da yargı kararının uygulanmasının uyuşmazlığın esasının karara bağlandığı tarihe kadar ertelenmesi sonucunu doğuran ve bu yönünle geçici koruma tedbiri niteliğinde olan idari yargıya özgü yargısal bir karar olarak tanımlanmaktadır. Yürütmenin durdurulması kararı, telafisi güç veya imkânsız zarar doğması durumlarını önleyerek idarede istikrar ve kamu yararının korunması, idareye işlemini gözden geçirme ve düzeltme olanağı tanıması ve idareyi tazminat ödemekten kurtarması gibi önemli faydalar sağlamaktadır.
Yürütmenin durdurulması kararının hukuksal niteliği ile ilgili öğretide görüş birliği bulunmamaktadır.
Bir görüşe göre; fer’i ve geçici mahiyeti olan ihtiyati tedbirden ibarettir.
Bir başka görüşe göre; işlemin uygulanmasını erteleyen koruyucu tedbir niteliğindeki ara kararlardır.
Genel kabul gören görüşe göre ise, yürütmenin durdurulması kararı, nihai karar öncesi verilen bir karar olmakla birlikte teknik anlamda bir ara karar değildir. Çünkü bu karar, davanın ilerlemesine yönelik değil, hukuka aykırılığı hususunda şüpheler olan bir idari işlemin, ileride giderilmesi güç veya imkânsız zarar doğmasını engellemek için, işlemin yürürlüğünü askıya alınmasını sağlayan, davanın esasına etkisi olmayan idari yargıya özgü bir yargısal karardır.
Anayasa’nın 125. maddesinin 5. fıkrasında; “İdarî işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idarî işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe gösterilerek yürütmenin durdurulmasına karar verilebilir.” denilmek suretiyle Anayasal bir kurum olarak düzenlenmiştir.
YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KOŞULLARI
Davacı tarafın talebi üzerine davayı gören mahkeme yürütme durdurma kararını verebilir. Danıştay veya idare mahkemesinde dava açılması dava edilen idari işlemin yürütülmesini durdurmaz (İYUK m.27). Oysa vergi mahkemelerinde, vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılması, tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlülüklerin ve bunların zam ve cezaların dava konusu edilen bölümün tahsil işlemlerini durdurur. Burada duran yalnızca tahsil işlemleridir.
Yürütmenin durdurulması kararı verilen dosyalar öncelikle incelenmektedir.
Şartlar (İYUK m.27):
1-Davacının yürütmenin durdurulması isteminde bulunması gerekmektedir. Yürütme durdurulması talebi bizzat davacı tarafından veya vekili tarafından olmalıdır.
2-İdari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya olanaksız zararlar doğmalıdır.
3-İdari işlemde açık hukuka aykırılık olması gerekir. Kanun koyucu, yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi için telafisi zor veya olanaksız zarar doğması koşulu ve açıkça hukuka aykırılık şartının birlikte gerçekleşmesini aramaktadır.
4-Yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi için davalı idarenin savunması alınmalı veya savunma süresi geçmelidir. (Uygulanmakla etkisi tükenen işlemler müstesna olmak üzere) Kural bu olmakla beraber bazı istisnaları mevcuttur:
- Dava dilekçesi ve eklerinden yürütmenin durdurulması talebinin yerinde olmadığı anlaşılırsa, davalı idarenin savunması alınmaksızın talep reddedilebilir.
- (II) Uygulanmakla etkisi tükenecek işlemler bakımından, idarenin savunması alınmaksızın yürütmenin durdurulması kararı verilebilir. Kanun maddesi bu hususu ‘’Ancak, kamu görevlileri hakkında tesis edilen atama, naklen atama, görev ve unvan değişikliği, geçici veya sürekli görevlendirmelere ilişkin idari işlemler, uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerden sayılmaz.’’ Olarak ifade etmektedir. (İYUK m.27/2, c.2).
5-Mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verebilmek için teminat gösterilmesi şartını arayabilir. Taraflar arasında teminatla alakalı olan uyuşmazlıklar, yürütmenin durdurulması hakkında karar veren daire, mahkeme veya hâkim tarafından çözümlenir. İdareden ve adli yardımdan yararlanmakta olan kişilerden teminat alınmamaktadır.
6-Yürütmenin durdurulması gerekçeli olması gerekmektedir. ‘’Davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler.’’ (İYUK m27/2,c.1)
7-Harç alınması gerekmektedir. Yürütme durdurulması isteminde bulunan kişinin yargı harcını peşin olarak ödemesi gerekmektedir.
YÜRÜTME DURDURMA KARARI KAÇ GÜNDE ÇIKAR
Yürütme istemleri hakkında yargı yerlerince şartlar ve duruma göre değerlendirme yapılarak; istemin reddi, kabulü, savunmaya ve ara karara kadar kabul, keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldıktan sonra değerlendirilmesi, savunma ve ara karar gerekleri yerine getirildikten sonra incelenmesi ve talebin bekletilmesi yönünde kararlar verilmektedir.
Mahkeme yapmış olduğu inceleme sonucunda, dava konusu edilen işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğacağı ve idari işlemin açıkça hukuka aykırılık beslediği kanaatine varır ise işlem hakkında yürütülmenin durdurulmasına karar verir. Yukarıda da belirtildiği gibi Mahkeme kararın gerekçesinde dava konusu edilen işlemin neden hukuka aykırı olduğunu ve telafisi güç zarar doğacağını belirtmek durumundadır.
Yürütmenin durdurulmasına dair verilen kararlar on beş gün içinde yazılır ve imzalanır. (İYUK m.27/9)
YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KARARI VERİLMEYECEK HALLER
-İptal davasına konu edilemeyecek işlemler için,
-İdarenin kendi iç düzeni ile alakalı işlemler,
-Hazırlık işlemleri,
-Görüş bildiren işlemler,
-Adli yargının görev alanına giren uyuşmazlıklar hakkında,
-Yoklukla sakat işlemler için,
-Yargı denetimi dışında tutulan işlemler için yürütmenin durdurulmasına karar verilemez.
YÜRÜTME DURDURMA KARARI SONRASI
Yürütmenin durdurulması kararı bir mahkeme kararıdır, uyulması zorunludur. İdare bu kararı hemen en geç 30 gün içinde uygulamalıdır.
İdarenin yürütmenin durdurulması kararının uygulamaması; yani yürütmenin durdurulması kararının gerekleri doğrultusunda en geç 30 gün içinde işlem tesis etmemesi ya da eylemde bulunmaması halinde, uygulanacak olan yaptırımlar iptal kararının uygulanmaması hali için öngörülen yaptırımlarla aynıdır. Yürütmenin durdurulması kararının uygulanmaması durumunda tazminat davası açabilmek için iptal davasının sonucunun beklenmesine gerek yoktur.
Yargı kararının kasten uygulanmaması, tipik bir hizmet kusuru oluşturmaktadır. Yargı kararlarının uygulanmaması hizmet kusuru oluşturduğundan, idare aleyhine açılacak tazminat davasının da idari yargı mercilerinde görülmesi gerekmektedir.
Anayasamızın 125. maddesine göre idarenin kendi eylem ve işleminden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu belirtilmiştir. Anayasanın bu hükmüne göre yargı kararlarının uygulanmamasından zarar gören kişiler idareye karşı dava açarak zararlarının tazminini isteyebileceklerdir.
YÜRÜTMENİN DURDURULMASI
Yürütmenin durdurulması kararı bir mahkeme kararıdır, uyulması zorunludur. İdare bu kararı hemen en geç 30 gün içinde uygulamalıdır. Bu karar tıpkı iptal kararı gibi makable şamildir, geriye yürür. Yürütmenin durdurulması kararı, dava konusu idari işlemin kanunilik ve icrailik niteliğini askıya alır. Yürütmenin durdurulması kararının hukuki etkisi hükümle beraber sona ermektedir.
Yürütme durdurma kararı ileriye de etkilidir. Bu karar verildiği andan itibaren dava sonuna kadar herkes ve idare için muhafaza edilmesi ve devamını da gerektirmektedir. Yürütmenin durdurulması kararı diğer tüm yargı kararları gibi bağlayıcı niteliktedir.
YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KARARINA İTİRAZ
Yürütmenin durdurulması kararlarına itiraz, ilk derce mahkemesi olan idare ve vergi mahkemelerince verilen yürütme istekleri hakkında verilen kararların bir kerede bu kararı veren mahkeme dışında başka bir mahkemece incelenmesidir; itiraz kurumu sadece ilk derce mahkemelerinin vermiş olduğu kararlar açısından geçerlidir, üst yargı organlarınca (itiraz ve temyiz merci olarak) verdikleri kararlara karşı ise itiraz söz konusu olmamaktadır. Üst yargı mercilerinin vermiş olduğu kararlar kesindir. Dolayısıyla itiraza konu olabilecek kararlar idare ve vergi mahkemeleri ile Danıştay’ın ilk derece sıfatıyla baktığı davalarda yürütme istemleri hakkında vermiş oldukları kararlardır.
Yürütme durdurma istemleri hakkında verilen kararlara karşı, davanın tarafları itiraz edebilmektedir.
-İdare ve vergi mahkemeleri ile tek hâkim tarafından verilen yürütmeyi durdurma kararına karşı Bölge İdare Mahkemesine itiraz edilebilir.
-Bölge idare mahkemesi kararlarına karşı en yakın Bölge İdare Mahkemesine itiraz edilebilir.
-Danıştay dava dairelerince verilen yürütmeyi durdurma kararına konusuna göre İdari veya Vergi Dava Daireleri Genel Kurullarına itiraz edilebilir.
Yürütmenin durdurulmasına ilişkin kabul veya ret kararlarına itiraz, idare, vergi veya Danıştay Dairesinin bu konudaki kararının taraflara tebliğini izleyen günden itibaren yedi gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere yapılmalıdır. Tatil günleri de sürelere dahildir. Eğer sürenin son günü tatil gününe rastlarsa süre tatil gününü izleyen çalışma gününün bitimine kadar uzamaktadır.
Yürütmenin durdurulması istemi hakkında verilen kararlara itiraz edilmesi üzerine, itiraz mercileri dosyanın kendilerine gelişinden itibaren yedi gün içinde itirazı karara bağlamak zorundadır. Yürütme hakkında ilk derece mahkemesince verilen yürütme kararlarını inceleyen yargı yeri itiraz talebinin kabulü veya reddi şeklinde iki türlü karar verir. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir.
- EMSAL KARARLAR
Davanın Özeti: Davacı şirket adına düzenlenmiş olan 16.12.2004 tarih ve 174 nolu B sınıfı Onaylanmış Kişi Statü Belgesinin iptaline ilişkin işlemin ve bu işlemin dayanağı olan Gümrük Yönetmeliğinin 136/c maddesi ile 23.1.2004 tarih ve 25355 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 31 seri nolu Gümrük Genel Tebliğinin (Gümrük İşlemleri) 3/c maddesinin iptali ve yürütülmesinin durdurulması istenilmektedir.
Danıştay Tetkik Hakimi : A. A.
Düşüncesi: Yürütmenin durdurulması isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı: H. Ü. K.
Düşüncesi: Yürütmenin durdurulması karar verilebilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27 nci maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşmediği anlaşıldığından, istemin reddi gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
2575 sayılı Danıştay Kanununun 87’nci maddesi uyarınca karar veren Danıştay Nöbetçi Dairesince, davalı idarelerin savunması alındıktan sonra incelenmesine karar verilen : Yürütmenin durdurulması istemi, savunmaların geldiği görülmekle yeniden incelendi, gereği görüşüldü:
Davanın durumu ve uyuşmazlığın hukuki niteliğine göre, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesinde öngörülen koşulların bu aşamada gerçekleşmediği anlaşıldığından : Yürütmenin durdurulması isteminin reddine 29.8.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (Danıştay 10.Daire , E. 2007/686, K. Y.Durdurma T.29.08.2007)
Davanın Özeti: Davacı tarafından, diplomalarda Dekan ve Rektörün imzaları yanında Mütevelli Heyet Başkanının da imzasının bulunması uygulamasına son verilmesi, bu şekilde düzenlenecek diplomaların geçersiz olacağı ve bundan sonra düzenlenecek diplomalarda Mütevelli Heyet Başkanının imzasının yer almamasına ilişkin Yükseköğretim Genel Kurulunun 23.2.2006 günlü kararının iptali ve istemidir.
Savunmanın Özeti: Dava konusu işlemin vakıf üniversiteleriyle devlet üniversitelerindeki uygulama birliğinin sağlanması amacıyla Anayasa ve yasalara uygun olarak tesis edildiği,Mütevelli Heyetin akademik konularda yetkisinin düzenlendiği bir mevzuatın bulunmadığı sadece idari konularda yetkili kılındığı, istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi N. K.’ın Düşüncesi: Yürütmenin durdurulması isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Y. B.’un Düşüncesi: Yürütmenin durdurulmasına karar verilebilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27 nci maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşmediği anlaşıldığından, istemin reddi gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 27. maddesinin 2. fıkrasında, idari işlemin uygulanması halinde giderilmesi güç veya olanaksız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması koşullarının birlikte gerçekleşmesi durumunda yürütmenin durdurulması karar verileceği kuralı yer almıştır.
Davada bu koşulların birlikte gerçekleşmediği anlaşıldığından Yürütmenin durdurulması isteminin reddine 01.10.2007 gününde oybirliği ile karar verildi. (Danıştay 8.Daire , E. 2007/4325, K. Y.Durdurma T.01.10.2007)