3 Kasım 2021
Görevi Kötüye Kullanma Suçu
Görevi Kötüye Kullanma Suçu (Türk Ceza Kanunu Madde 257)
Görevi kötüye kullanma suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Kamu İdaresi’nin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar” başlığı altında 257. maddede düzenlenmiştir. TCK m. 257/1 uyarınca icrai şekilde görevi kötüye kullanma; 257/2 uyarınca ise ihmali şekilde görevi kötüye kullanma suçu düzenlenmektedir. Görevi kötüye kullanma suçu genel, tali ve tamamlayıcı bir suçtur. Görevi kötüye kullanma suçu ile birlikte korunan hukuki değer, kamu idaresindeki işleyişin düzenli ve etkili bir şekilde devamının sağlanmasıyla devlet düzeninin korunmasıdır. Bununla birlikte kamu hizmetinden yararlananların da menfaatlerinin ve devlete olan güvenlerinin korunması istenmiştir. 5237 Sayılı TCK’ da memur ve kamu hizmetlisi kavramları bulunmamaktadır. 765 Sayılı TCK’ da kamu görevlisinin kim olduğu TCK m. 6/1-c uyarınca kamu görevlisi, devletle istihdam ilişkisi olup olmadığına bakılmaksızın kamusal faaliyetin yürütülmesine katılan kişidir. Yine kamu iktisadi teşebbüsleri ve kamu kurumu niteliğindeki meslek örgütleri personellerini Yargıtay 5. CD., 2007/7962 E., 2007/6671 K. sayılı kararında kamu görevlisi olarak kabul etmiştir. Görevi kötüye kullanma suçunun faili, kamu görevlisi ya da özel yasası gereğince kamu görevlisi gibi cezalandırılacağı öngörülen kimselerdir. Yargıtay 5. CD. 2013/5334 E. ve 2013/4360 K. sayılı kararında görevi kötüye kullanma suçunun özgü suç olduğunu ve failinin kamu görevlisi olmak zorunda olduğunu belirterek, babasına vasi atanan failin üstlendiği özel vesayet görevinin kamusal nitelik taşımadığından kamu görevlisi sayılamayacağına hükmetmiş ve fail hakkındaki beraat kararını onamıştır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu 12/04/2011 tarihli, 2010/9258 E., 2011/46 K. sayılı kararında 5237 sayılı TCK m.6/1-c’de kamu görevlisi tanımında yer alan “katılan kişi” ibaresiyle madde gerekçesinde bulunan “kamusal faaliyet” açılımından hareketle, bir kimsenin ceza kanunu uygulamasında “kamu görevlisi”, yapılan faaliyetin de “kamusal faaliyet” kabul edilebilmesi için kamu adına yürütülen bir hizmetin bulunması, bunun da Anayasa ve kanunlarla belirlenmiş usullere göre verilmiş bir siyasal karara dayalı olması ve buna ek olarak faaliyetin kamuya ait güç ve yetkilerin kullanılması amacıyla gerçekleştirilmesi gerektiğini açıklayarak tanımın sınırlarını belirlemiştir. Görevi kötüye kullanma suçunun mağduru ise birey ve kamu idaresidir bununla birlikte tüzel kişiler veya Devlet mağdur konumunda ise suçtan zarar gören olarak kabul edilir. Kamu görevlisi, görevinin gerektirdiklerine aykırı davranır veya ihmalde bulunur ise ve bu durum mağduriyete veya kamunun zararına sebebiyet verirse ya da kişilere haksız bir menfaat sağlanırsa fail cezalandırılacaktır. Doktrinde fikir ayrılıkları bulunsa bile, Yargıtay kararları neticesinde uygulamada neticenin gerçekleşmemesi halinde görevi kötüye kullanma suçunun oluşmadığı kabul edilmektedir. Objektif cezalandırılabilme şartı olarak görülen neticelerden hepsinin birlikte gerçekleşmesi aranmamaktadır. Yalnızca birinin gerçekleşmesi suçun oluşumu için yeterlidir. Görevi kötüye kullanma suçu zarar suçudur, kasten işlenir ve seçimlik hareketli suçlardandır. Soruşturma izni alınarak yargılama yapılmaktadır. Görevi kötüye kullanma suçu, “genel ve tamamlayıcı” bir suçtur dolayısıyla diğer suçlarla ilişkisi bakımından özellik arz eder. Görevi kötüye kullanma suçunun kovuşturması genel hükümlerden farklı olarak görevi kötüye kullandığı iddia edilen kamu görevlisi hakkında, yürürlükte bulunan 4483 Sayılı Memur ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkındaki Kanun uyarınca kovuşturma yapılmaktadır.
YARGITAY KARARLARI
İcrai Hareketle Görevi Kötüye Kullanma (TCK m. 257/1)
TCK m.257/1 gereğince yapılması yasaklandığı halde bir hareket yapılmışsa buna icrai hareket, bu hareketle işlenen suçlara da icrai hareketle işlenen suçlar denilir. İcrai şekilde görevi kötüye kullanma suçunun cezası 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasıdır. Suçun oluşabilmesi için görev ve yetki bulunmalıdır çünkü görevi kötüye kullanma suçunda kamu görevlisi tarafından kötüye kullanılan şey aslında ona tanınan yetkidir. YCGK, 26.02.2013 T., 2012/4-425 E. ve 2013/67 K. sayılı kararında bu suçun oluşması için gerekli olan ilk şart, kamu görevlisi olan failin yaptığı işle ilgili olarak kanun veya diğer idari düzenlemelerden doğan bir görevinin olması ve bu görevi dolayısıyla yetkili bulunmasıdır diyerek bu gereklilikten bahsetmektedir. Bir kimse kamu görevlisi olmasına karşın o işle ilgili görevi ve yetkisi yok ise, başka bir suçu oluşturmayan hukuka aykırı davranışı disiplin cezasını gerektirebilirse de, görevi kötüye kullanma suçunu oluşturmayacaktır. Çünkü, hukuken sahip olunmayan bir yetkinin kötüye kullanılamayacağına hükmetmiştir
Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Denetleme Büro Amirliğinde görevli olan sanığın hacizli olması nedeniyle devir ve tescilinin sakıncalı olduğunu belirten belge bulunmasına karşın araç tescil işlemi yapması biçimindeki icrai eylemin TCK’nın 240. Maddesine uyduğu gözetilmeden yasal olmayan yetersiz gerekçe ile beraatine karar verilmesi, yasaya aykırıdır. (Yargıtay, CD., 15.02.2005 tarihli 2005/11916 E. ve 2005/1065 K. sayılı kararı.)
İhmali Hareketle Görevi Kötüye Kullanma (TCK m.257/2)
Kamu görevlisinin görevi kapsamında yapmak zorunda olmadığı bir işi ihmal etmesi, TCK m. 257/2 gereğince suç oluşturmamaktadır. TCK m. 257/2 uyarınca bu suç, görevi ihmal veya geciktirme şeklinde işlenmesi sebebiyle, seçimlik davranışlı suçlar arasında bulunmaktadır. Görevi ihmal, kamu görevlisinin görevi ve yetkisi içinde bulunan, yapmakla görevli olduğu bir işi yapmaması veya yaparken gerekli özen ve dikkati göstermemesi anlamına gelmektedir. Diğer bir ifadeyle kamu görevlisinin, gerekli olan tüm şartların bulunmasına rağmen görev gereği işi yapmaması, görevi ihmal ettiği anlamına gelmektedir. İhmali şekilde görevi kötüye kullanma suçunun cezası 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezasıdır.
YCGK., E., 2007/4-201 ve K. 2008/67, T. 29.01.2008 sayılı kararında, köy muhtarının hazineye ait taşınmazları koruma açısından görev ve sorumluluğa sahip olmadığından, devlet kurumlarının bazı taşınmazlarına verilen zararları önlememesinin, görevin gereklerini ihmal veya geciktirme suçuna vücut vermeyeceği görüşündedir.
Gerçekleştirilen Fiilin Görev Alanına Girmesi
Kamu görevlisinin görevi kötüye kullanma suçu bakımın fail olabilmesi için ilk olarak görevi ile ilgili olan bir konuda tasarrufta bulunmuş olması gerekir bu sebeple kamu görevlisinin görevli olup olmadığının tespiti çok önemlidir.
“Dosyanın tüm ekleriyle birlikte inşaat, yıkım ve iş makineleri konularında uzman iki teknik bilirkişi ve bir emekli Sayıştay uzman denetçisinden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyetine tevdii ile suça konu dönemde ruhsatsız binaların yıkım isi için yapılan ve fakat katılan olmaması nedeniyle iptal edilen ihalelerin objektif olarak amaçlanan isleri yaptırmaya elverişli olup olmadıkları, ihale süreçlerinde teklif vermeyi engelleyen veya zorlaştıran idari veya teknik bir usulsüzlük bulunup bulunmadığı, belediyenin makine parkı ve personel durumu itibariyle amaçlanan yıkım işlerini bizzat gerçekleştirme yeterliliğine sahip olup olmadığı hususlarında rapor alınması ve sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden eksik soruşturmayla mahkumiyet hükümleri kurulması bozmayı gerektirmiştir.” (Yargıtay, 5. CD. 03.03.2015 tarihli 2014/7816 E. ve 2015/7751 K. sayılı kararı. )
Yargıtay 5. CD., E.2014/13543, K.2015/1283, T. 11.02.2015 sayılı kararında, kamu görevlisi failin görevinin gereklerine aykırı hareket etmesi veya ihmali sabit olmasına rağmen kamu zararı veya kişi mağduriyeti yoksa ve kişilere haksız bir menfaat sağlanmamış ise objektif cezalandırılabilme şartının gerçekleşmemesi sebebiyle, kamu görevlisi fail hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine hükmetmiştir.

Lise egitim hayatına İstanbul Mümtaz Turhan Sosyal Bilimler lisesinde başlayıp, Kanada Moncton High School’da devam etmiştir. Şu anda Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesinde son sınıf öğrencisi olarak eğitim hayatına devam etmektedir. Aynı zamanda yarı zamanlı olarak Polat&Polat Hukuk Bürosu’nda staj yapmakla birlikte web sitesi için metin yazarlığı yapmaktadır.
Yasal Uyarı
Bu sayfadaki içerikler hukuk fakültesi öğrencileri tarafından hazırlanmış, içeriğin planlaması ve kontrolü büromuz avukatları tarafından yapılmıştır. Bu sayfada yer hazırlanan hukuki bilgiler, hukukçulara ve genel hatlarıyla konu hakkında fikir edinmek isteyen kişilere yöneliktir. Bu bilgilerin doğruluğunu temin etmek için azami çabayı göstermekle birlikte; bilgilerin somut olaya göre geçerliliğinin değişebileceğini veya yasal değişikliklerle güncelliğini yitirebileceğini, avukatlarımızın hukuki görüşleriyle yargılama yetkisine sahip mercilerin görüşlerinin yer yer birbirinden ayrılabileceğini hatırlatmak isteriz.