29 Kasım 2023
Kanunilik İlkesi İle İlgili Örnek Yargıtay Kararları
-
- CEZA DAİRESİ 2018/2282E. – 2020/2823K.
MAHKEMESİ : İzmir 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi
SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz
HÜKÜM : Beraat
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Mahkemece “Şikayetçi vekilinin şikayetini hasrettiği Ferrari markasının giyim eşyası emtia sınıfında tescilli olmadığı ve bu nedenle markasal olarak korunamayacağından bahisle marka hakkının ihlali suçunun oluşmadığı” şeklindeki gerekçe ile CMK’nin 223/2-a maddesi uyarınca sanığın beraatine karar verilmişse de;
556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin cezai hükümleri düzenleyen 61/A maddesinin 5. fıkrasında marka hakkına tecavüz suçundan dolayı cezaya hükmedebilmek için markanın Türkiye’de tescilli olması şartı düzenlenmiş olup, suçta ve cezada kanunilik ilkesi gereği marka tanınmış olsa dahi 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca cezai korumasının tescille sınırlı olması gerektiği yönünde şüphe yoksa da; suç tarihi itibariyle, suça konu ürünler üzerinde kullanılan markaların, katılan şirket adına 25. emtia sınıfında tescili bulunup bulunmadığı hususu Türk Patent ve Marka Kurumundan araştırıldıktan sonra, suçun sübutu halinde aynı dosya kapsamında sanık hakkında diğer katılanlara yönelik eylemi nedeniyle TCK’nin 43/2. maddesi uygulanmak suretiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği hususu da gözetilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken; yalnızca katılan vekilinin şikâyet dilekçesi ekinde sunduğu marka tescil belgeleri esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve katılan vekilinin, temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 12.03.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
- CEZA DAİRESİ 2015/7112E. – 2016/22781K.
MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : 1163 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1163 Sayılı Kanunun 56. maddesinde, yönetim kurulu üyeliğine seçilme bakımından aranılan koşulların tek tek sayıldığı ve bu şartları taşımayan şahısların yönetim kurulu üyeliğine seçilip seçilmediğini denetleme görevinin denetçilere verildiği; denetçilerin cezai sorumluluğunun da bu koşullar ile sınırlı olduğu, kooperatif ana sözleşmesi ile yönetim kurulu üyeliğine seçilebilmek için bazı özel şartların getirilmiş olması durumunda, suç ve cezada kanunilik ilkesine aykırı olarak denetçilere cezai sorumluluk yükletilemeyeceğinden, isnat olunan suçun unsurları itibarı ile oluşmayacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı ve sanıkların temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 28/11/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
