19 Haziran 2023
BEKLETİCİ MESELE
Ön Sorun Nedir?
Bir davada, yargılamanın yürütülebilmesi ve karara bağlanabilmesi için mahkeme tarafından çözümlenmesi gereken sorunlara “ön sorun” denir. Ön soruna örnek olarak; bir delilin sahteliği iddiası üzerine delilin sahte olup olmadığının incelenmesi, zamanaşımı def’inin incelenmesi, yetki itirazının incelenmesi, hakimin reddi talebinin incelenmesi gibi durumlar verilebilir.
Ön sorun olarak adlandırılabilecek sorunlar çözülmeden, yargılamaya devam edilmesi hukuka uygun değildir. Mahkeme, ön sorunu kendisinin karar verebileceği bir husus olarak değerlendirirse kendi karar vererek, yetkili bir makamın değerlendirip rapor veya karar vermesi gerekiyorsa ilgili yere söz konusu sorunu aktararak sorunun çözülmesini beklemeli ve kararını sorun çözüldükten sonra vermelidir.
Ön Sorunun Öne Sürülmesi ve İncelenmesi
HMK m. 163 ‘e göre yargılama sırasında, davaya ilişkin bir ön sorun ortaya çıkarsa, ilgili taraf, bunu dilekçe vermek suretiyle yahut duruşma sırasında sözlü olarak talep edebilir.
Bu talep üzerine hakim, taraflardan birinin ileri sürdüğü ön sorunu incelemeye değer bulursa, belirleyeceği süre içinde, varsa delilleriyle birlikte cevabını bildirmesi için diğer tarafa tefhim veya tebliğ eder.
Karşı tarafın cevabından sonra hakim, eğer ön sorun hakkında iki taraf arasında uyuşmazlığı tespit ederse, gerekirse tarafları mahkemeye davet edip dinledikten sonra kararını verir ve ön sorun hakkındaki kararını taraflara tefhim ve tebliğ eder. (HMK m. 164)
Ön sorun hakkındaki karar, hakimin davadan çekilmesini gerektiriyorsa nihai karar; çekilmesini gerektirmiyorsa ara karardır.
Bekletici Mesele (Bekletici Sorun) Nedir?
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 165. Maddesine gereğince bekletici sorun; bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılamanın bekletilmesini gerektiren sorunlardır.
Ön sorun, bekletici sorunu da kapsayan geniş anlamda değerlendirilen bir kavramdır. Ancak, dava hakkında kararın verilebilmesi için öncelikle çözümlenmesi gereken ön sorunun, başka bir mahkeme veya merci tarafından karara bağlanması gerekiyorsa, bu ön sorun, bekletici sorun olarak adlandırılır.
Ayrıca karıştırılmaması gereken bir husus da şudur ki; davadaki bir sorunu, bekletici sorun saymak için ortaya çıkan sorunun mahkemenin görevi dışında kalması şartı aranmamaktadır. Bir davanın çözümü, başka bir mahkemede görülmekte olan davanın çözümüne kısmen veya tamamen bağlı ise de onu bekletici sorun saymak gerekir. Burada maksat görev uyuşmazlığını gidermek değil, bekletici sorunun varlık sebebi olan; yargı organlarının çelişkili karar vermelerinin önüne geçmek, aynı iş için iki defa inceleme yapılmasından kaçınmak ve başka bir mahkeme veya mercinin uzmanlığını gerektiren hususlarda daha doğru incelenip karar verilmesini sağlamaktır.
Bekletici Sorunun Öne Sürülmesi ve İncelenmesi
HMK m. 165/2 ‘ye göre; bir davanın incelenmesi ve sonuçlandırılması başka bir davanın veya idari makamın çözümüne bağlı ise mahkeme, ilgili tarafa görevli mahkemeye veya idari makama başvurması için uygun bir süre verir.
Bu süre içinde görevli mahkemeye veya idari makama başvurulmadığı takdirde, ilgili taraf bu husustaki iddiasından vazgeçmiş sayılarak esas dava hakkında karar verilir.
Bunun yanında süresi içinde dava açılır veya idari yargıya başvurulursa, bu davanın sonuçlanmasına ya da idari makamın vereceği karara kadar asıl dava ertelenecektir.
Kanun koyucu, davada ortaya çıkan bir sorunun bekletici sorun sayılmasını mahkemeye, yani hakimin takdirine bırakmıştır. Bekletici sorun yapma kararının şartlarının mevcut olduğuna kanaat getiren mahkemenin, vereceği bir ara kararla bekleme kararı aldığını açıkça belirtmesi gerekmektedir. Ancak bu karar, bir ara karar niteliği taşıdığı için, mahkeme bekletici sorun yapma kararından her zaman dönebilir.
Bekletici sorun yapma kararı alınabilmesi için varlığı aranan en temel şart, iki dava arasındaki bağlantı şartıdır. Mahkemenin bekletici sorun yapma kararı alabilmesi için beklenmesi düşünülen dava ile bekletilecek dava arasında bağlantının olması gerekmektedir. İki dava arasında bağlantının varlığından söz edilebilmesi, davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyecek nitelikte bulunması hallerinde mümkündür. Ayrıca görülmekte olan davanın çözümüne bağlı olan diğer davanın önce veya sonrasında açılmış olması önemli değildir, herhangi bir engel teşkil etmemektedir.
İki dava arasında bağlantı bulunmadığı veya bağlantı olmasına rağmen, sorunla karşılaşan mahkemenin sorunu çözmeye yetkisi ve görevi bulunduğu hâllerde bekletici sorun yapma kararının alınmaması gerekir. Böyle durumlarda mahkeme, karşılaştığı sorunu, ön sorun hâline getirip öncelikli olarak kendisi inceleyecektir.
Bir sorunu bekletici sorun yapıp yapmamak, kural olarak davayı gören mahkemenin takdirindedir. Ancak bazı durumlarda, kanun koyucu, başka bir mahkemenin kararının zorunlu bekletici sorun yapılmasını öngörmüştür. Yani söz konusu durumlarda asıl mahkemenin, diğer mahkemenin kararını beklemesi gerekir.
Bekletici sorun yapılması zorunlu durumlar:
- Anayasa ‘ya aykırılık iddiaları hakkında Anayasa Mahkemesi Kararı ( AY m. 152 )
- Yargı yolu uyuşmazlığı hakkında Uyuşmazlık Mahkemesi kararı ( UMK m. 18, 19 )
- İtirazın kesin kaldırılması
- Murisin borcundan dolayı takip edilen mirasçının terekenin borca batık olduğu yönünde açtığı davadaki hukuk mahkemesi kararı ( İİK m. 68/4 )
Ayrıca, bekletici sorun yapılacak karar olmadan yargılamaya devam edip karar vermek hukuken veya fiilen mümkün değilse, kanunda açıkça bekletici sorun yapma zorunluluğu belirtilmemiş olsa bile bekletici sorun yapılması gerekecektir. Örneğin; dava şartı olan, taraflardan birinin ruh sağlığının yerinde olup olmadığı (dava ehliyeti) iddiası var ise ve bu konuda karar verilmesi görev bakımından başka mahkemenin görev alanına giriyorsa, bekletici sorun yapmak hukuki bir zorunluluktur.
Bekletici sorun, her ne kadar hakimin takdirine bırakılmışsa da tabi ki hakimin, takdir yetkisini dilediği gibi kullanması mümkün değildir. Bağlantı koşulları sağlandığı halde hakim, bunu bekletici sorun sayması gerekirken bekletici sorun olarak saymayıp davanın ertelenmesine karar vermezse, Yargıtay hakimin takdir yetkisini kanunun amacına aykırı kullanılmasını doğru bulmayıp hakimin verdiği kararı bozmaktadır.
- Bekletici Mesele (Bekletici Sorun) Örnek Yargıtay Kararları
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin tedbir nafakasına yönelik temyiz itirazları yersizdir.
2-Mahkemece, kadının boşanma davasının kabulüne karar verilmiş; hükme esas alınan Gaziantep 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/238 Esas, 2018/56 Karar sayılı dava dosyası kesinleşmemiştir. Ceza davasının neticesi, boşanma davasının sonucunu etkileyecektir. O halde, ceza mahkemesindeki davanın neticesinin bu davada bekletici sorun yapılması, neticesine kadar yargılamanın bekletilmesi ve sonucuna göre deliller yeniden değerlendirilerek dava hakkında hüküm kurulması gerekir. Bu hususun nazara alınmaması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, bozma sebebine göre temyize konu diğer bölümlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 28.11.2019 (Prş.)
…Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı mirasçıları tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Taraflar 09.05.2012 tarihinde evlenmiş, davacı koca tarafından 04.07.2012 tarihinde nispi butlan nedeniyle evliliğin iptali davası açılmıştır. Dosya içerisinde bulunan nüfus kayıt örneğinden davacı kocanın dava tarihinden önce 14.05.2012 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Davacı mirasçılar vekilince temyiz dilekçesi ekinde sunulan belgelerle davacı kocanın 22.12.2012 tarihinde öldüğü iddia edildiğine göre; mahkemece davacı mirasçılarına bu yönde nüfus kaydının düzeltilmesi amacıyla süre verilmesi, bu hususun bekletici mesele yapılması ve sonucuna göre Türk Medeni Kanununun 159. maddesine göre işlem yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.15.01.2014 (Çrş.)
