29 Mart 2022
İPTAL DAVASI
İptal davası idare hukukuna mahsus bir dava çeşididir. İdare hukuku ise kamu kurum ve kuruluşlarının başkaca kamu kuruluşlarıyla ya da kamu kuruluşu olmayan üçüncü kişilerle olan hukuki ilişkilerini inceleyen bilim dalıdır. İptal davası idarenin eylem ve işlemlerine karşı açılan bir davadır. İdare bir amaç doğrultusunda ve bu amacı hayata geçirmek hedefi ile kurulan ve bu kapsamda planlı eylem ve işlem yürüten faaliyetin adıdır. İdarenin görevlerinden başlıcaları ise kamu hizmeti gerçekleştirmek, personellere ilişkin gerekli görevlendirmeleri yapmak, idarenin araç-gereçlerine ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmek, yayın ve tanıtım gibi faaliyetlerde bulunmak, idarenin iç çalışma düzenine ilişkin kararlar almaktır.
İPTAL DAVASI NEDİR?
İptal davası, yetki, şekil, sebep, konu ve amaç unsurlarının biri bakımından hukuka aykırı olan, tamamlanmış, kesin ve icrai bir idari işlemi konu alır. iptal davasına konu olan idari işlemin yetki unsuru bakımından hukuka aykırı olması ilgili işlemi yapan idarenin o idari işlemi yapmaya yetkili olmamasını ifade eder. İdare hukukunda yetki kamu düzenine ilişkin olduğu için yetki kurallarının aksi kararlaştırılamaz. Bir kamu kuruluşunun hangi konularda karar almaya yetkili olduğu ilgili kamu kuruluşunun bağlı olduğu mevzuatta kararlaştırılmıştır. İdare kanunda yetkileri arasında yer almayan bir konuda karar veremez. İdare hukukunda yetkisizlik esas yetkili olmak ise istisnadır. İdari işlemin şekil unsuru bakımından hukuka aykırı olması idari işlemin yapılmasında bağlı olunması gereken prosedüre aykırılık anlamına gelir. Başlıca şekil kuralları idari işlemin yazılı olarak yapılması, idari işlemin gerekçeli olması, kanunda açıkça öngörülen usul kurallarına uyulması, idari işlemden etkilenen ilgililerin bu idari işlemle ilgili hangi idari mercilere ve hangi yargı yoluna başvurabileceğinin belirtilmesidir. İdari işlemin sebep unsuru bakımından hukuka aykırı olmasından anlaşılması gereken ise idari mercii karar alınmadan, ilgili idari işlem tesis edilmeden önce o kararı almaya ya da idari işlemi tesis etmeye iten fiili veya hukuki durumdur. Sebep bir tane olabileceği gibi birden fazla da olabilir. İdari işlemin amaç unsuru bütün idari işlemlerde ortaktır ve en sonunda kamu yararını hedefler. Danıştay’ın 6. Dairesi E.1991/771 K.1992/3571 künyeli kararda uyuşmazlık konusu imar planı ile yol kavisli biçimde belirlenerek önceden yol dışında kalan davacı binası yanındaki binaların yol güzergahına alınmasında kişisel menfaat gözetildiği anlaşıldığından, mahkemece bilirkişi raporları göz önünde bulundurularak davanın reddedilmesinde isabet görülmediği yönünde karar vermiştir.
Bir idari işlemin iptal davasına konu olabilmesi için idari işlemin unsurları bakımından hukuka aykırı olmasının yanı sıra ayrıca tamamlanmış, kesin ve icrai olması da gerekmektedir. İptal davasına konu edilecek bir idari işlemin tamamlanmış olmasından anlaşılması gereken husus idari işlemin doğması için yürütülmesi gerekli tüm prosedürlerin yürütülüp idari işlemin o şekilde ortaya çıkmış olmasıdır. Basit idari işlemler yalnızca bir idari merciin irade açıklaması şeklinde tezahür ettiklerinden bu açıklamayı belgeleyen imza ile tamamlanır. Karma idari işlemler birden çok idari merciin irade açıklamalarıyla gerçekleşir. İlgiliye idari işleme ilişkin tebligat yapılmaması idari işlemin tamamlanmış olmsı bakımından değerlendirmede dikkate alınmayacak bir husustur. İptal davasına konu olacak idari işlemin kesin olmasından maksat işbu işleme karşı zorunlu idari başvuru yolunun tüketilmiş olmasıdır. Hukukumuzda genellikle tamamlanan idari işlemler aynı anda kesinleşmiş olur. İptal davasına konu edilebilecek idari işlemin nihayet icrai olması gerekir. İcrailik ise idari işlemin muhatabının hukuk dünyasında bir değişikliğe sebep olması demektir. Yani bir idari işlem muhatabının hukuksal durumunu değiştiriyor, yeni bir hukuki durum yaratıyor ya da mevcut hukuki durumu değiştiriyorsa o idari işlem icraidir.
