3 Ağustos 2022
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Hüküm mahkemenin, hakkında muhakeme yürütülen uyuşmazlığı çözümleyen, ceza davasını ve ceza muhakemesi ilişkisini sonlandıran kararıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması ise CMK m.223 uyarınca hakkında muhakeme yürütülen uyuşmazlığı doğrudan veya dolayısıyla çözen, ceza davasını ve ceza muhakemesi ilişkisini sona erdiren bir karar değildir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması sanık hakkında verilmiş mahkûmiyet hükmünün şekli anlamda kesinleşmesini ve buna bağlı olarak maddi anlamda kesinleşmesini engelleyen ve uyuşmazlığın belirli bir süre derdest kalmasını sağlayan bir karardır. Dolayısıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılması bir hüküm değildir.
CMK m. 231 uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması durumunda sanık hakkında kurulmuş ancak henüz kesinleşmemiş bu mahkûmiyet hükmü sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmayacak, herhangi bir hak yoksunluğuna sebebiyet vermeyecek ve hakkında mahkûmiyet hükmü kurulmuş kişi sanık sıfatını taşımaya devam edecektir.
Mahkeme, hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde, birisi mahkûmiyet diğeri hükmün açıklanmasının geri bırakılması olmak üzere iki karar vermektedir. Fakat mahkûmiyet hükmünü açıklamadığı için karar kesinleşmez ve kamu davası devam eder.

3 Ağustos 2022
Tüketici Hukuku Haksız Şart
Tüketici Hukuku Haksız Şart
Tüketici sözleşmeleri bakımından, genel işlem koşullarının denetimi 4822 Sayılı Kanun ile değişik 4077 Sayılı TKHK’da düzenlenmiştir. Dolayısıyla TBK’nın yürürlüğü öncesinde de, haksız şart denetimi kapsamında, genel işlem koşullarının denetimi mümkündü. Yargıtay, kendisine intikal eden ihtilaflara ilişkin birçok kararında sözleşmenin taraflarının eşit statüde olmadığından hareketle, sözleşmeye tek taraflı tasarruf sonucu konulan adil olmayan düzenlemeleri haksız şart olarak değerlendirmiştir. Ek olarak bunları geçersiz kabul etmiştir. Diğer bir taraftan tüketici sözleşmeleri bakımından özel kanun olarak 4077 Sayılı TKHK’nın haksız şartları düzenleyen hükmü (m. 6), kısa bir süre önce yürürlüğe giren 6502 Sayılı TKHK’da (m. 5) daha kapsamlı bir şekilde düzenlenmiştir.
4822 Sayılı Kanun ile değişik 4077 Sayılı Kanun m. 6 ile hukukumuza giren haksız şart düzenlemesi, Yönerge’nin iç hukukumuza uyarlanmasına ilişkin çalışmanın ürünüdür. 4077 Sayılı Kanun’un yeniden yapılması nedeniyle yürürlüğe giren 6502 Sayılı Kanun’da haksız şartlara ilişkin düzenlemeler de yapılmıştır. Aslında haksız şartlara ilişkin 6502 Sayılı Kanun’daki değişiklik Yönerge’nin iç hukuka aktarılmasıdır.
6502 Sayılı Kanun m. 5’de “tüketici sözleşmelerindeki haksız şartlar” başlığı altında haksız şartlar düzenlenmektedir. Bu maddede tüketici sözleşmelerindeki genel işlem koşullarının denetimi düzenlenmiştir. Buna ek olarak tüketici sözleşmeleri bakımından, genel işlem koşulu niteliğini taşımayan tüm haksız sözleşme şartları bu hüküm ile denetim altına alınmıştır.

3 Ağustos 2022
Tüketici Sözleşmesindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmelik
Tüketici Sözleşmesindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmelik
Haksız şartların tespit edilmesi ve denetlenmesine ilişkin usul ve esaslar ile sınırlayıcı olmamak kaydıyla haksız şart olduğu kabul edilen sözleşme şartları yönetmelikle belirlenir (6502 Sayılı TKHK m. 5/f. 9). Buna istinaden çıkarılan Yönetmelik Ek-1’de haksız sözleşme şartları düzenlenmekte olup Yönerge’nin ekinde ise 19 farklı haksız şart örneği bulunmaktadır.
Yönetmelik madde 4’te tanımlar başlığında sözleşme, ‘“tüketici ile sözleşmeyi düzenleyen arasında kurulan yazılı ve sözlü her türlü sözleşmeyi” ifade eder, şeklinde düzenlenmiştir. Aynı yönetmelikte sözleşmeyi düzenleyen kavramı, “kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade eder, şeklinde düzenlenmiştir. Yönetmelik gereğince tüketici sözleşmesi, kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişi ile tüketici arasında kurulan yazılı veya sözlü her türlü sözleşmedir.
Diğer bir ifadeyle tüketici sözleşmesi, mal veya hizmetin tüketiciye sunulması karşılığında tüketicinin de parayla ölçülebilir bir bedeli ifa ettiği ivazlı sözleşme olarak kabul edilebilir. Tüketici sözleşmesi, tüketici işlemi içerisinde yer alan birden çok taraflı hukuki işlemdir.
Tüketici sözleşmeleri bakımından haksız şart denetimi yapılırken, genel işlem koşulu niteliği taşıyan veya taşımayan, müteşebbis tarafından kaleme alınmış tüm sözleşme koşulları yorum denetimine tabi tutulmaktadır. Fakat tüketici sözleşmelerinden farklı olarak diğer sözleşmelerde yorum denetimi, sadece genel işlem koşulu niteliğine sahip sözleşme koşulları açısından mümkün olmaktadır.
Genel işlem koşullarının içerik denetimi açısından, 6502 Sayılı Kanun ile TBK’nın, uygulama açısından kişi bakımından farklılaşmaları ile birlikte Yönetmelik’te, sınırlı sayı (numerus clausus) oluşturmamak amacıyla haksız şart olduğu kabul edilen sözleşme koşullarına yer verilmesi, tüketici sözleşmesi ve diğer sözleşmeler ayrımı yapılması gerekliliğini ortaya koymaktadır.
AB Yönergesi m.3 ve Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Yönetmeliği m. 5’ te sınırlayıcı olmamak üzere, önemli örnekler düzenlenmiş olup bu örnekler, hakimi bağlayıcı nitelikte olmayıp yol gösterici niteliktedir.

3 Ağustos 2022
Tüketici Sözleşmesindeki Haksız Şartlar
Tüketici Sözleşmesindeki Haksız Şartlar
6502 Sayılı Kanun’un 5. Maddesi gereğince, tüketiciyle müzakere edilmeden sözleşmeye dahil edilen ve tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde dürüstlük kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe sebep olan sözleşme şartları haksız şart olarak kabul edilirler.
Dolayısıyla bir sözleşme kaydının haksız şart olarak kabul edilebilmesi için, o kaydın tüketici ile müzakere edilmemiş olması ve o sözleşme düzenlemesi sebebiyle sözleşmeden doğan hak ve yükümlüklerin dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edecek düzeyde tüketici aleyhine dengesizlik oluşturması gerekir. Buna ek olarak bir sözleşme kaydının haksız şart olup olmadığının belirlenmesi, sözleşme konusu olan mal veya hizmetin niteliği, sözleşmenin kuruluşunda var olan şartlar ve sözleşmenin diğer hükümleri veya haksız şartın ilgili olduğu diğer bir sözleşmenin hükümleri dikkate alınmak suretiyle sözleşmenin kuruluş anına göre yapılır.
Türk Hukuku’nda haksız şartlara ilişkin düzenleme 2003 Tarihli 4822 Sayılı Kanun’un 4077 Sayılı TKHK’ya haksız şartlara ilişkin bir değişiklik getirmesiyle yürürlüğe girmiştir. 4077 Sayılı Kanun’a eklenen (m. 6) haksız şartlara ilişkin düzenleme, tüketici sözleşmelerinde yer alan ve tüketiciyle müzakere edilmeksizin düzenlenen tüm sözleşme koşullarının yargısal denetimini kapsama almaktaydı. Bununla birlikte, bu yasaya istinaden çıkarılan Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız şartlar Hakkında Yönetmelik Ek-1’de, haksız şart kabul edilen kayıtlar düzenlenmekteydi.
6502 Sayılı TKHK’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte, 4077 Sayılı Kanun yürürlükten kalkmıştır. Bu yeni kanunda 4077 Sayılı Kanun’un haksız şartlara ilişkin düzenlemesi, yeniden kaleme alınmıştır. Buna ek olarak 6502 Sayılı TKHK’nın haksız şartlara ilişkin hükmüne (m. 5) istinaden çıkarılan tüketici sözleşmelerindeki haksız şartlara ilişkin bir yönetmelik yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu Yönetmelik Ek-1’de, önceki yönetmelikte olduğu gibi, haksız şart sayılan kayıtlar içeren listeye yer verilmiştir.
Tüketici sözleşmelerindeki haksız şartlar ve bu bağlamda genel işlem koşullarına ilişkin bu yasal düzenlemeler sadece tüketicileri hedef almaktadır. Tüketici sözleşmesi olmayan sözleşmeler açısından genel işlem koşullarına ilişkin düzenlenme ise, konunun ele alındığı 1 Temmuz 2012 yürürlük tarihli 6098 Sayılı TBK ile beraber yürürlüğe girmiştir. Gerçekten tüketici sözleşmesi olmayan diğer özel borç ilişkisi kuran sözleşmeler açısından, TBK m. 20-25 hükümleri uyarınca genel işlem koşullarının denetimi yapılabilecektir.

3 Ağustos 2022
Tüketici Sözleşmeleri
Tüketici Sözleşmeleri
Taraflardan birinin tüketici, diğer tarafın ise satıcı ya da kredi veren arasında gerçekleştirilen mal veya hizmet alımına ilişkin her türlü sözleşme tüketici sözleşmesi olarak tanımlanabilir. Kanundaki tanım uyarınca sözleşmenin bir tarafı tüketici iken, diğer tarafın satıcı, sağlayıcı veya kredi veren sıfatını taşıması gerekmektedir. Yapılan sözleşmenin nihai kullanım amacına ilişkin mal veya hizmet alımı yapılması, ticari ya da mesleki amaçla yapılmamış olmalıdır. Mesleki olmayan bir amaçla edinilen mal tüketimin konusunu teşkil eder örnek olarak ise konut, otomobil, elektrikli ev aletleri gibi dayanıklı ev aletleri olabileceği gibi, dayanıksız gıda maddeleri verilebilir.
Tüketici işlemlerinde her iki tarafın da kimliği önemlidir. Bir taraf tüketici olmalı, diğer taraf ise satıcı-sağlayıcı olmalıdır. Satıcı, özel sektöre bağlı olabileceği gibi kamu tüzel kişisi de olabilir. Mal ve hizmet sunan kimselerin vasıflarının, mesleklerinin herhangi bir önemi yoktur.

13 Haziran 2022
Konut Kira Sözleşmelerine Getirilen Artış Sınırlaması Hakkında Bilgilendirme
Konut Kira Sözleşmelerine Getirilen Artış Sınırlaması Hakkında Bilgilendirme
- Ülkemizdeki ekonomik koşulların etkisiyle son dönemde kiracılar ve kiraya verenler arasında çok sayıda uyuşmazlıklar yaşanmıştır. Bu uyuşmazlıklardan en yaygın olanı kira sözleşmesinde yeni bedelin belirlenmesinde taraflar arasındaki anlaşmazlıklardan kaynaklanmaktadır. Konut sahipleri, kira bedellerinde fahiş zam oranları talep ederken kiracılar ise bu bedeli ödemekte güçlük yaşamaktadır.
- 06.2022 tarihinde Resmi Gazete’de Avukatlık Kanunu İle Türk Borçlar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun yayımlanmış ve kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu düzenlemenin üçüncü maddesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’na geçici madde eklenmiş ve bu düzenleme ile vatandaşların en temel haklarından biri olan barınma hakkının ve kiracıların korunması amacı güdülmüştür.
- Getirilen düzenlemeye göre 11.06.2022 ile 01.07.2023 tarihleri arasında yenilecek konut kira sözleşmelerinde belirlenecek kira bedeli, bir önceki kira yılına ait kira bedelinin yüzde yirmi beşini geçemeyecektir. Bu oranları geçecek şekilde yapılan sözleşmeler, fazla miktar yönünden geçersiz olacaktır.
İşyeri Kira Sözleşmelerinde Bu Düzenleme Geçerli Midir?
- Bu düzenleme yalnızca konut kira sözleşmeleri yönünden getirilmiş olduğundan işyeri kira sözleşmelerine uygulanamayacaktır. İşyeri kira sözleşmeleri için yeni dönem kira bedeli, Türk Borçlar Kanunu’ndaki 344. madde esas alınarak tespit edilecektir. Bu maddeye göre tarafların yenilenen kira dönemlerinde uygulanacak kira bedeline ilişkin anlaşmaları, bir önceki kira yılında tüketici fiyat endeksindeki on iki aylık ortalamalara göre değişim oranını geçemeyecektir. Bu oranı geçmesi halinde geçersiz olacaktır. Taraflarca bu konuda bir anlaşma yapılmamışsa, kira bedeli, bir önceki kira yılının tüketici fiyat endeksindeki on iki aylık ortalamalara göre değişim oranını geçmemek koşuluyla hâkim tarafından, kiralananın durumu göz önüne alınarak hakkaniyete göre belirlenecektir.
Hangi Konut Kirası Sözleşmeleri Düzenlemenin Kapsamındadır?
- Düzenleme 11.06.2022 ile 01.07.2023 tarihleri arasında yenilenecek konut kira sözleşmelerine uygulanabilecektir. 01.07.2023 tarihinden sonra yenilenecek ve 11.06.2022 tarihinden önce yenilenmiş olan kira sözleşmelerine bu düzenlemenin uygulanması mümkün olmayacaktır.
| KONUT KİRASI SÖZLEŞMESİNİN YENİLENME TARİHİ | |
| 11.06.2022 | 01.07.2023 |
On İki Aylık Tüfe Ortalaması %25’in Altında İse Ne Olacaktır?
- Bir önceki kira yılının tüketici fiyat endeksindeki on iki aylık ortalamalara göre değişim oranının yüzde yirmi beşin altında kalması halinde değişim oranı geçerlidir. Böylece bir önceki yılın tüketici fiyat endeksindeki on iki aylık ortalamadaki değişim yüzdesinin %25 altında kalması halinde bu oran uygulanacak, bu oranın %25’ten daha yüksek olması halinde %25 esas alınacak ve yeni bedel bir önceki kira dönemindeki tutarın %25’ini geçemeyecektir.
Siz değerli müvekkillerimizin bilgilerine sunarız. Aklınıza takılan herhangi bir husus olması halinde bizlerle iletişime geçebilirsiniz.

22 Nisan 2022
Tüketici Hakem Heyeti Kararına İtiraz
Tüketici Hakem Heyeti Kararına İtiraz
THH’lerin kararlarına karşı tarafların başvurabileceği hukuki çare olarak, kararın tebliğden itibaren TKHK m. 70/3 uyarınca onbeş gün içerisinde tüketici mahkemesinde itiraz edebileceği düzenlenmiştir. Tüketici mahkemesinde itiraz yolunun hukuki niteliğine yasada yer verilmemiş; TKHK m. 70/4 f. ile bir yandan temyize özgü terimler kullanılırken diğer yandan 70/6 f. ile ‘iptal davası’ ifadesine yer verilmiştir.
Kanun koyucu tarafından, tüketici mahkemesinde itiraz yolunun THH’lerin incelemesinin amacına uygun şekilde, uyuşmazlıkların hızlı ve kesin çözümlenmesi amacına yönelik öngörüldüğü söylenebilir.
THH’lerin kararlarına karşı TKHK m. 70/3’de düzenlenen, tüketici mahkemesine itiraz başvurusunun niteliği hususunda mevzuatta düzenleme ve nitelendirme yapılmamıştır. TKHK m. 70/6 uyarınca “Tüketici hakem heyetlerinin tüketici lehine verdiği kararlara karşı açılan itiraz davalarında, kararın iptali durumunda tüketici aleyhine, avukatlık asgari ücret tarifesine göre nisbi tarife üzerinden vekalet ücretine hükmedilir” şeklinde düzenlenmiştir. Dolayısıyla THH’lerin kararlarına karşı itiraz başvurusunun dava olduğu ifadesine yer verilmiş olması uygulamanın aynı şekilde devam etmesine neden olmuştur.
TKHK m. 70/4 f. uyarınca tüketici mahkemesince itiraz üzerine yalnızca THH kararının usul ve yasaya uygun olması halinde verilebilecek kararlara yer verilmiş olup düzenleme ile THH’lerin kararlarına karşı başvurulabilecek yollar hususunda tercih edilen terimler, ‘itiraz – onama- değiştirerek onama- düzelterek onama- itiraz davası- kararın iptali’ olup HMK’nın temyize ilişkin m. 370 hükmünü andırır şekildedir.
Kanun koyucu tarafından itirazın hukuki niteliği tanımlanmamış, hem davaya benzer özellikler hem de istinaf ve temyiz kurumuna özgü terimler karışık şekilde kullanılmıştır.
Tüketici Hakem Heyeti Kararına İtirazın Şartları
1-Karar Bulunması: Tarafların başvuru konusu uyuşmazlık hakkında usule uygun şekilde verilmiş bir THH kararı olması gerekmektedir.
2-İtirazın Taraflarca Yapılması: THH’lerin kararlarında ismi bulunan her bir taraf, aleyhine verilmiş olan bu karara karşı tüketici mahkemesinde itiraz başvurusunda bulunabilir. Buna ek olarak kendisini vekille temsil ettirmek suretiyle avukatı aracılığıyla itirazı yapabilir.
3-Tebliğ Şartı: THH’lerin kararlarına itiraz edilebilmesi için itiraz konusu THH kararının taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmelidir.
4-Süre Şartı: TKHK m. 70/3 uyarınca tarafların THH’lerin kararlarına karşı tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde itiraz edebileceği düzenlenmiştir.
5-Hukuki Yarar Bulunması: Hukuki yarar bulunması HMK m. 114/1-h bendi ile düzenlenmiş bir dava şartıdır. Buna göre davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması gerekmektedir.
Tüketici Hakem Heyeti Savunma Süresi
Tüketici Hakem Heyetine yapılmış olan başvuru, karşı tarafa bildirilir ve 30 gün içinde savunmasını göndermesi istenir. Gelen sonuç, raportörler tarafından bir dosya şeklinde düzenlenip heyet gündemine alınır. Hakem Heyeti her 15 günde bir (ayda iki defa) toplanarak gündeminde hazır olan tüketici başvurularını görüşür ve karara bağlar. Tüketici Hakem Heyetinden çıkan karar her iki tarafa tebliğ edilir. Tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Tüketici Mahkemesine itiraz yolu açıktır.

22 Nisan 2022
Tüketici Hakem Heyeti Başvuru
Tüketici Hakem Heyeti Başvuru
THHY m. 11’de THH’lere başvuru şekli düzenlenmektedir. Dolayısıyla bu madde uyarınca elden başvurular, şahsen veya vekil aracılığıyla uyuşmazlık konusunu içeren bir dilekçe ile yapılır; delil bulunması halinde dilekçeye eklenir. Eksiklikler THH’ce tamamlatılır.Ayrıca posta yoluyla veya elektronik ortamda e-Devlet kapısı üzerinden ve Tüketici Bilgi Sistemindeki (TÜBİS) başvuru formu eksiksiz doldurulması ve varsa bilgi ve belgelerin sisteme yüklenmesi şeklinde yapılabilir. THHY m. 11/2-3 f. uyarınca aynı uyuşmazlık hakkında THH’ye bir kez başvuru yapılabilecek ve birden fazla THH’ye başvuru yapılamayacak olup THH’ce re’sen veya diğer tarafın itirazı üzerine derdestlik dikkate alınacaktır.
THHY m. 7/3 f. uyarınca, başvurular, tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu veya tüketici işleminin yapıldığı yerdeki THH’ye yapılabilir. İl ve ilçe THH görevi TKHK m. 68/1’de belirlenen para sınırına göre belirlenecektir. THH kurulmayan ilçelerde Bakanlıkça o ilçe için belirlenen THH yetkilidir. THHY m. 7/3 f. uyarınca, THH kurulmayan yerlerde başvuru ilçe kaymakamlığına yapılabilecek ve kaymakamlıklarca gereği yapılmak üzere Bakanlıkça belirlenen yetkili THH’ye intikal ettirilecektir.
Tüketici Hakem Heyeti Başvuru Süresi
THH’lerin karar alma süresi THHY m. 23’de düzenlenmiş olup buna göre başvuru, tarih ve sırasına göre en geç altı ay içinde görüşülür ve karara bağlanır. Yapılan başvurunun niteliği, başvuru konusu, mal veya hizmetin özelliği gibi hususlar dikkate alınarak, karar süresi en fazla altı ay daha uzatılabilir.
Tarafların ivedi inceleme talebinde bulunması ve bu talebin başkan tarafından uygun bulunması halinde başvuru, THH’lerce öncelikle gündeme alınarak sonuçlandırılır. Belirtilen süreler temenni mahiyetinde düzenleyici süreler olup bu sürelerin dışına çıkılması kararın geçerliliğini etkilemeyecektir.
THHY m. 23/3’de ise Türkiye’de ikameti bulunmayan yabancı uyruklu tüketicilere başvuru sırası önceliği tanınarak incelemenin ivedi kapsamında 6 ay süre içinde görülmesi düzenlenmiştir.

22 Nisan 2022
Tüketici Hakem Heyeti Nedir?
Tüketici Hakem Heyeti Nedir?
TKHK m. 66/1 f. ile Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun Yönetmeliği (THHY) m. 4/ç bendinde THH’lerin kuruluş amacı, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara çözüm bulmak şeklindedir.
THH’ler, nitelikleri THHY m. 9 ile belirlenmiş olan, biri başkan olmak üzere beş üyeden oluşan heyet ve inceleme raporunu hazırlamakla görevli raportör ile faaliyet yürütür. TKHK m. 66/2 f. ve THHY m. 8 ile başkan ve üyelerin seçilmesine ilişkin esaslar düzenlenmiştir. Buna göre; THH başkanlığının illerde ticaret il müdürü, ilçelerde ise kaymakam veya bunların görevlendireceği bir memur tarafından yürütülmesi, bir üyenin belediye başkanının konunun uzmanı belediye personeli arasından görevlendirilmesi, bir üyenin baronun mensupları arasından görevlendirilmesi, bir üyenin satıcının tacir olduğu uyuşmazlıklarda ticaret ve sanayi odasının ya da bunların ayrı ayrı örgütlendiği yerlerde ticaret odasınca; satıcının esnaf ve sanatkâr olduğu uyuşmazlıklarda, illerde esnaf ve sanatkârlar odaları birliğince, ilçelerde ise en fazla üyeye sahip esnaf ve sanatkârlar odasınca görevlendirilmesi, bir üyeyi tüketici örgütlerinin kendi aralarından seçmesi, başkan ve üyelerin belirtilen niteliklerde yedeklerinin ise, ilgili kurum ve kuruluşlarca ayrıca belirlenmesi, başkan dışındaki üyelerin görev süresinin üç yıl olması ve görev süresi bitenlerin yeniden görevlendirilerek seçilebilmesi düzenlenmiştir.
TKHK m. 66/3 f. ve THHY m. 8/3 f.’ye uyarınca THH oluşumunun sağlanamadığı yerlerde noksan üyelikler, yönetmelikle belirlenen üyelik niteliklerine sahip devlet memurları arasından illerde ticaret il müdürü, ilçelerde ise kaymakam tarafından tamamlanır. Görev süresi dolmadan önce boşalan üyelikler için yedek üye göreve devam eder ve kalan süreyi tamamlar. (THHY m. 8/5 f). THH başkan ve üyeleri birden fazla tüketici hakem heyetinde görev alamaz. (THHY m. 8/6 f). THHY m. 8/2 f. Gereğince başkanın katılamaması durumunda toplantıya baro temsilcisi üye başkanlık eder.

22 Nisan 2022
Tüketici Hakem Heyeti İletişim
Tüketici Hakem Heyeti İletişim
Bakanlık bünyesinde oluşturulan “Alo 175 Tüketici Danışma Hattı” tüketicilerin karşılaştıkları sorunlara ilişkin çözüm yollarının sunulduğu ve tüketici uyuşmazlıklarının çözülmesi amacıyla başvurmaları gereken ilgili makamlara yönlendirildiği “bir çağrı merkezi” olarak hizmet vermektedir.
