11 Ocak 2023
Tehdit Suçu Şikayete Tabi Mi?
Tehdit Suçu Şikayete Tabi Mi?
Kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştirileceğinden bahisle tehdit edilen kişinin şikayetine gerek olmaksızın re’sen, malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratılacağından veya sair bir kötülük edileceğinden bahisle tehdit edilen kişinin ise şikayeti üzerine soruşturma ve kovuşturma yapılır. Bu bakımdan “hayat, vücut veya cinsel dokunulmazlık” dışındaki hukuksal yararlara yönelik saldırı tehditlerinin soruşturulması ve kovuşturulması için tehdit suçu şikayete tabi olur. TCK m. 106/2’ de sayılan ve yukarıda da bahsedilen nitelikli haller söz konusu olduğunda ise soruşturma ve kovuşturma re’sen yapılır.
Tehdit suçunda şikayet süresi mağdurun fiili ve faili öğrenmesinden itibaren 6 aydır.

11 Ocak 2023
Tehdit Suçunun İspatı
Tehdit Suçunun İspatı
Tehdit suçunun ispatı için soruşturma ve kovuşturma evrelerinde mağdur elinde mesaj, yazılı bir belge, fotoğraf gibi delil olarak sunabileceği belgeleri bulundurduğu takdirde tehdit suçunu ispatlayabilir. Bu gibi belgeleri elinde yoksa tanık dinleme yolu ile de mağduriyetini ve tehdit suçunu ispatlayabilecektir.

11 Ocak 2023
Tehdit Suçunun Nitelikli Halleri
Tehdit Suçunun Nitelikli Halleri
TCK m. 106/2’de sözü geçen tehdit suçunun nitelikli halleri ile, gerçekleştiğinde mağdurda daha büyük bir etki uyandırarak neticesinde daha büyük bir zarar göreceği bazı durumlar sayılmış ve mağdurun üzerindeki artan etkiden dolayı verilecek ceza bu hallerde arttırılmıştır.
Tehdidin; silahla, kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle, birden fazla kişi tarafından birlikte, var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Tehdit suçunun nitelikli hallerine birkaç örnek vermemiz gerekirse,
- Silah ile tehdidin gerçekleşmesine örnek; kişinin konuşmasa dahi mağdura sadece belindeki silahı göstermesi veya silahı ona doğrultması, mağdurun evinin veya işyerinin silahla taranması vb. örnekler verilebilir.
- Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle gerçekleşmesi; örneğin failin tanınmamak için peruk veya takma bıyık takması bu gibi durumlardan sayılır.
- İsimsiz mektup ile tehdit etmek, mağduru daha fazla korkutup daha fazla etkileyeceği için nitelikli hal sayılır.
- Suçun özel işaretlerle işlenmesi de nitelikli hal sayılır. Buna mağdurun evinin kapısına kırmızı boya ile “X” çizmek örnek verilebilir.
- Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak, İşlenmesi halinde gerçekleşmesi, örnek olarak tehdit mektubunun altına “Dehşet Çetesi” ibaresinin eklenmesi verilebilir.

11 Ocak 2023
Tehdit Suçunun Cezası
Tehdit Suçunun Cezası
Tehdit suçunun tanımındaki gibi bir durum gerçekleştiğinde kanun koyucu “Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi hakkında tehdit suçunun cezası olarak altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmasını uygun görmüştür.
Kanun koyucu tehdit suçunun bir kadına işlenmesi halinde farklı bir ceza alt sınırı uygun görmüş ve bu halde “cezanın alt sınırının dokuz aydan az olamayacağını” kabul etmiştir.
Yine kanun koyucu, tehdit suçunu tanımlarken korkutma sebebinin, yaşama hakkı, vücut dokunulmazlığı ve cinsel dokunulmazlık hukuksal yararlarını ihlal ettiği takdirde gerçekleşeceğini belirtse de aynı madde “malvarlığının ciddi bir zarara uğratılacağı ve sair bir kötülük (failin mağdura yönelttiği tehditte kötülüğün ne olacağının belirtilmemesi hali) edileceği” durumlarında da kişinin iç huzurunun ciddi ölçüde bozulacağını düşünüp bu iki unsuru da tehdit suçu bünyesine almış ve bir ceza öngörmüştür. Buna göre; Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
Ancak bu sözü edilen tehdit suçunun ceza sürelerinin yanında, kanunda ön görülen bazı haller gerçekleştiği takdirde suçun cezası artacaktır. Bu durum tehdit suçunun nitelikleri halleri olarak adlandırılır. (bu kısım tehdit suçunun nitelikli halleri başlığı altında incelenmiştir)
Kanunda, “Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.” denilmek suretiyle tehdit konusu davranışın aynı zamanda başka bir suçu da oluşturması durumunda (örneğin, korkutmak amacıyla kişinin bacağına ateş etmek -> tehdit suçu + kasten yaralama suçu) hem tehdit hem de diğer suçtan dolayı failin cezalandırılacağı kabul edilmiştir.

11 Ocak 2023
Tehdit Suçu
Tehdit Suçu TCK m.106
Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı dokuz aydan az olamaz. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
Tehdidin silahla, kişinin kendisini tanınmayacak bir halde, imzasız mektupla veya özel işaretlerle, birden fazla kişi tarafından birlikte, var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde bu suçlardan da ayrıca ceza verilir.
Tehdit Suçu Tanım
Bir kimsenin, arzusunu karşısındaki kişi veya kişilere yaptırabilmek için kişiye, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceği gibi korkular aşılayarak, kişinin iç huzurunu bozup karar verme ve hareket etme hürriyetini etkilemesi sonucu “tehdit suçu” oluşur.

11 Ocak 2023
Dolandırıcılıkta Şikayet ve İhbar
Dolandırıcılıkta Şikayet ve İhbar (Suç Duyurusu)
CMK m. 158’e göre dolandırıcılıkta şikayet ve ihbar Cumhuriyet Başsavcılığına veya kolluk makamlarına yapılabilir. Valilik veya kaymakamlığa ya da mahkemeye yapılan ihbar veya şikâyet, ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir. Yurt dışında işlenip ülkede takibi gereken suçlar hakkında Türkiye’nin elçilik ve konsolosluklarına da ihbar veya şikâyette bulunulabilir. İhbar veya şikâyet yazılı veya tutanağa geçirilmek üzere sözlü olarak yapılabilir.
CMK m. 158 doğrultusunda suç duyurusunda bulunmak için cumhuriyet başsavcılığına, kolluk makamlarına veya yukarıdaki maddede sayılan ilgili yerlere gidilmelidir. Ayrıca nasıl dolandırılma olmuşsa mağdur, kanıt olarak gösterebilecek mesaj görselleri, telefon kayıtları, senetler vb. belgeleri de hazır bulundurulmalıdır. Çoğu davada dolandırıcılıkla itham edilen şüphelinin masumluğunu ispat etmek için büyük çaba verdiği ve şikayet edenin iyi bir savunma ve ispat yapması gerektiği gözlemlenmiştir.
Sürecin işleyişinden de kısaca bahsedilmesi gerekirse yapılan şikayet ve ihbardan sonra cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle araştırmaya başlar. (CMK m. 160)
Paramı Nasıl Geri Alacağım?
Yukarıda dolandırıcılık suçunun şikayeti ve akabinde açılan ceza davasının sürecinden bahsedilmiştir. Açılan ceza davası suçlunun ceza almasını sağlar fakat kaybedilen para ile ilgili doğrudan bir hüküm kurmaz. Sadece bazı durumlarda davanın aleyhine sonuçlanacağını anlayan sanıklar cezalarında indirim sağlamak için oluşturdukları maddi zararın tamamını veya bir kısmını giderme yoluna gitmektedirler. Ancak bunun olmadığı bir varsayımda paranın geri alınabilmesi için özel mahkemelerde bir dava açılmalı veya icra takibinde bulunulması gerekir. Örneğin paranın geri alınabilmesi için asliye hukuk mahkemesine istenilen tutarın da belirtildiği dilekçe ile başvurarak alacak davası açılabilir. Aynı şekilde uğranılan maddi/manevi zarar için tazminat davası da açılabilir. Bunların dışında mağdur, kaybettiği para için faile icra takibi de başlatabilir. Eğer bu takibe borçlu itiraz etmezse veya itirazı haksız görülürse takip kesinleşir. Takip kesinleştikten sonra haciz isteminde bulunulabilir ve böylelikle tahsilat başlar. Eğer borçlunun itirazı kabul edilirse de mağdur (alacaklı), süresi içinde itirazın iptali davası açabilir veya itirazın kaldırılmasını talep edebilir.

11 Ocak 2023
Nitelikli Dolandırıcılık
Nitelikli Dolandırıcılık (TCK m. 158)
TCK m. 158’te dolandırıcılık suçunun “nitelikli halleri” sayılmıştır. Bunun anlamı; bu dolandırıcılık suçunun, söz konusu maddede de sıralandığı gibi bazı durum ve şekillerde gerçekleştirildiğinde nitelikli dolandırıcılık sayıldığı ve cezanın arttırılması gerektiği kabul edilmiştir.
Nitelikli dolandırıcılık suçunun, dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle, kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle, kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle, kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek
[1] “…dolandırıcılık suçunu malvarlığına karşı işlenen diğer suç tiplerinden farklı kılan husus, aldatma temeline dayanan bir suç olmasıdır. Birden fazla hukuki konusu bulunan bu suç işlenirken, sadece malvarlığı zarar görmemekte, mağdurun veya suçtan zarar görenin iradesi de hileli davranışlarla yanıltılmaktadır. Madde gerekçesinde de, aldatıcı nitelik taşıyan hareketlerle, kişiler arasındaki ilişkilerde var olması gereken iyi niyet ve güvenin bozulduğu, bu suretle kişinin irade serbestisinin etkilenip irade özgürlüğünün de ihlâl edildiği vurgulanmıştır.” Yar. CGK., 15.09.2015, 2014/399, 2015/272
kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle, tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında, serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle işlenmesi hallerinde, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
Ayrıca kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle, basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla, sigorta bedelini almak maksadıyla ve kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle işlenmesi hallerinde ise hapis cezasının alt sınırı dört yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.
Bununla birlikte yukarıdaki durumların üç veya daha fazla kişi ile birlikte işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında; suç işlemek için oluşturulmuş bir örgüt tarafından işlenmesi halinde verilecek ceza bir kat arttırılır.
Kamu görevlileri ile hatrı sayılır bir ilişki içinde olduğunu belirtip karşısındaki kişiye belli bir işi yaptırabileceğini vaad ederek aldatan ve bundan menfaat sağlayan kişi de nitelikli hal kapsamında değerlendirilerek buna göre ceza alır.
Daha Az Cezayı Gerektiren Hal (TCK m. 159)
Yukarıda dolandırıcılık suçunun bazı hallerde daha ağır bir cezayı gerektirdiği bahsedilmiştir. TCK m.159’daki düzenlemeye göre bazı durum ve şartlar halinde bu suçun daha az cezayı gerektirdiği kabul edilmiştir. Bu düzenlemeye göre dolandırıcılığın, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi halinde, şikayet üzerine, altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
Buna örnek olarak: 2 kişinin arasında kira sözleşmesinin kurulduğu kiracının kira bedelini bir süredir ödemediğini ve bu duruma sinirlenen kiraya verenin, kiracısını dolandırarak kira bedelini tahsil etmesi durumunda kiraya verene dolandırıcılık suçunun yargılanmasında aksi bir durum olmadığı takdirde daha az ceza verilebileceği söylenebilir.
- Dolandırıcılık Cezası Aldım Ne Yapmalıyım?
Kanun maddeleri ve alınan dolandırıcılık cezası karşılaştırılıp suçun, basit dolandırıcılık mı yoksa nitelikli dolandırıcılık mı olduğu, alınan cezada m.159 çerçevesinde indirim yapılıp yapılamayacağı somut olay çerçevesinde değerlendirilmeli ve cezada indirim veya beraat istemi istinaf dilekçesinde açıklanmalıdır. İstinafa başvurulurken istinaf kanun yoluna başvurma şartlarını da kontrol etmek gereklidir.
CMK m.272’ye göre ilk derece mahkemelerinden verilen hükümlere karşı ve hükümden önce verilip hükme esas teşkil eden veya başkaca kanun yolu öngörülmemiş olan mahkeme kararlarına karşı da hükümle birlikte istinaf yoluna başvurulabilir.
Ancak hapis cezasından çevrilen adlî para cezaları hariç olmak üzere, sonuç olarak belirlenen üçbin Türk Lirası dâhil adlî para cezasına mahkûmiyet hükümlerine, üst sınırı beşyüz günü geçmeyen adlî para cezasını gerektiren suçlardan beraat hükümlerine ve kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümlere karşı istinaf yoluna başvurulamaz.
İstinafa başvurma şartları kontrol edildikten sonra, istinafa süresi içinde bir dilekçe ile başvurulmalıdır. İstinaf istemi, hükmün açıklanmasından itibaren (eğer başvurma hakkı olanların yokluğunda açıklanmışsa, kararın onlara tebliğ tarihinden itibaren) yedi gün içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt kâtibine bir beyanda bulunulması suretiyle yapılır.

11 Ocak 2023
Dolandırıcılık Suçu
Dolandırıcılık Suçu
TCK m.157’ye göre; failin hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, mağdurun veya 3. Kişinin zararına olarak, kendisine veya 3. Kişiye bir yarar sağlaması sonucu “dolandırıcılık suçu” gerçekleşmiş sayılır. Söz konusu zarar ve yarar münhasıran malvarlığına ilişkindir. Bu nedenledir ki bu madde kapsamında korunan hukuksal yarar da mağdurun malvarlığı ve irade özgürlüğü olarak kabul edilir.
Basit dolandırıcılık suçunun cezası:
Yukarıda sayılan haller doğrultusunda basit dolandırıcılık suçunu işleyen faile; 1 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 5000 (beşbin) güne kadar adli para cezası verilir.
Örnek bir olay vermemiz gerekirse;
- Suç tarihinde emekli maaşını çekerek yolda yürümekte olan mağdur …’in yanına yaklaşan sanığın sohbet etmeye başlayarak, mağdura bankada prim parasının da olduğunu, ancak bu parayı çekebilmesi için 300 TL masrafı olduğunu söylediği, mağdurun da sanığa inanarak 300 TL parayı verdiği ve nüfus cüzdanı fotokopisini çekip gelmek için sanığın yanından ayrıldığı sırada sanığın olay yerinden uzaklaştığı, sanığın bu surette hileli eylemlerle haksız menfaat temin ettiği, sanığın ikrar içeren savunması, mağdur beyanı, teşhis tutanağı, güvenlik kamera görüntüsü ve çözümü ile tüm dosya kapsamından anlaşıldığından dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. (YARGITAY CEZA DAİRESİ 29.12.2016 E. 2015/11741 K. 2016/11302)
“…dolandırıcılık suçunu malvarlığına karşı işlenen diğer suç tiplerinden farklı kılan husus, aldatma temeline dayanan bir suç olmasıdır. Birden fazla hukuki konusu bulunan bu suç işlenirken, sadece malvarlığı zarar görmemekte, mağdurun veya suçtan zarar görenin iradesi de hileli davranışlarla yanıltılmaktadır. Madde gerekçesinde de, aldatıcı nitelik taşıyan hareketlerle, kişiler arasındaki ilişkilerde var olması gereken iyi niyet ve güvenin bozulduğu, bu suretle kişinin irade serbestisinin etkilenip irade özgürlüğünün de ihlâl edildiği vurgulanmıştır.” Yar. CGK., 15.09.2015, 2014/399, 2015/272

3 Ağustos 2022
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması İhlali
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması İhlali
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu kural olarak herhangi bir suçu işlemiş fail hakkında uygulanabilir. Fakat kanun koyucu birtakım suçları işleyen failler için bu kurumun uygulanmasını yasaklamış ve bu suç tiplerini ilgili mevzuatta belirtmiştir. İçtihatlar yoluyla da kurumun uygulanamayacağının kabul edildiği bazı suçlar bulunmaktadır. İçtihatlar yoluyla kurumun uygulanamayacağının kabul edildiği suçlar çoğunlukla zararın giderilmesi yoluyla kamu davasının düşmesine veya cezanın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini gerektiren suçlardır.
Bu suçlara örnek olarak işkence suçu verilebilir. İşkence suçu işleyen failler hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanması AİHM tarafından AİHS m. 3 hükmünün ihlali olarak görülmüştür. AİHM, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını, mahkûmiyet hükmünün etkisini ortadan kaldırıcı nitelikte değerlendirmiş ve bu sebeple kabul edilemez tedbirler kategorisinde kabul etmiştir.
477 sayılı Disiplin Mahkemeleri Kanunu md. 63/2 uyarınca, bu kanun kapsamındaki disiplin suçlarının ceza miktarı ne olursa olsun hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez. Fakat, disiplin suçu 26.02.2008 tarihinden daha önce işlenmişse hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümleri uygulanabilir.
Karşılıksız çek keşide etme suçu, imar kirliliğine neden olma suçu, Anayasanın m.174 gereğince koruma altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlar (CMK md.231/14). Disiplin veya tazyik hapsi gerektiren fiiller (taahhüdü ihlal veya nafaka borcunun ödenmemesi suçu sebebiyle hükmedilen tazyik hapsi; duruşma disiplinine aykırılık nedeniyle hakim tarafından hükmedilen disiplin hapsi).
Son olarak, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar bakımından 6352 sayılı Kanun m.105/2-b maddesi ile yapılan değişiklikle birlikte HAGB hükümleri uygulanabilmektedir. Örneğin, propaganda, örgüte yardım etme suçu vs. gibi suçları işleyenler diğer şartlar varsa hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumundan yararlanabilecekler.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanması için gerekli olan en önemli şartlardan birisi sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışlarıyla yeniden suç işlemeyeceği hususunda mahkemede kanaat uyanması hususudur. Ertelemeyle ulaşılmak istenen sanığın ıslahı amacına ulaşabilmek için, bu şartın doğru ve düzgün bir şekilde tespit edilmesi oldukça önemlidir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ikinci şartı mağdurun veya kamunun suç sebebiyle uğradığı zararın giderilmesidir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına bağlı olarak yetişkin sanıklar için beş yıllık, suça sürüklenen çocuklar için üç yıllık denetim süresine hükmedilir. Bu anlamda denetim süresinin tespitinde sabit süre sistemi tercih edilmiştir. Bu denetim süresi içerisinde kasten işlenebilen bir suçun işlenmemesi gerekir.
CMK m. 231/8 denetim süresi içerisinde dava zamanaşımının duracağını belirtmiştir. Böylece hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmesiyle birlikte dava zamanaşımı duracaktır.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bir hüküm değildir ve karara esas teşkil eden mahkûmiyet hükmü de kesin hüküm niteliğinde değildir. Bu sebeple mahkûmiyet hükmüne karşı istinaf ve temyiz kanun yollarına başvurulamayacaktır. CMK m. 231/12 uyarınca ise hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilecektir.
Bunun yanı sıra denetim süresi içerisinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle, sanığın denetimli serbestlik tedbiri olarak;
- a) Bir meslek veya sanat sahibi olmaması halinde, meslek veya sanat sahibi olmasını sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesine,
- b) Bir meslek veya sanat sahibi olması halinde, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,
- c) Belli yerlere gitmekten yasaklanmasına, belli yerlere devam etmek hususunda yükümlü kılınmasına ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirmesine, karar verilebilir.
HAGB denetim süresi içerisinde sanığın 5 yıllık süre boyunca yeniden suç işlememesi ve eğer mahkemece belirlenmiş ise 1 yıldan fazla olmayacak süre ile belirlenen tedbirleri ihlal etmemesi gerekir. Aksi halde açıklanması geri bırakılan hüküm açıklanacaktır.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması nedeniyle denetim süresi içerisinde yeni bir suç işlenmesi ve bu suç ile ilgili mahkumiyet kararı verilmesi halinde bu durum HAGB kararını veren mahkemeye bildirilir. HAGB Kararı veren mahkeme, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararının Kaldırılmasına ve hükmün açıklanmasına karar verir. Fakat açıklanan hükmün seçenek yaptırımlara çevrilmesi ya da ertelenmesi mümkün değildir.

3 Ağustos 2022
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Ne demek?
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Ne demek?
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu CMK m.231’de düzenlenmektedir. Bu kurum esas itibariyle bir erteleme kurumudur. CMK m. 231/5 uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi halinde mahkûmiyet hükmü sanık hakkında hukuki bir sonuç doğurmayacaktır. CMK m. 231/10 uyarınca da, denetim süresinin sanık tarafından iyi halli geçirilmesi durumunda da mahkûmiyet hükmü kaldırılarak davanın düşmesine karar verilecektir
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu ilk kez suç işleyen ve 2 yıl veya daha az hapis veya adli para cezasına mahkûm olan kişilerin hapishaneye girmeksizin ıslah olmasını sağlamayı amaçlamaktadır.
CMK m. 231/13 uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı adli sicile değil, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilmektedir. Böylece mahkûmiyet hükmü, denetim süresi içerisinde sanığın sosyal hayatına engel olmamaktadır.
Sanık denetim süresi içerisinde iyi hal gösterip bu mahkûmiyet hükmünün kaldırılmasını ve düşme kararı verilmesini sağlayabilir. Böylece suç işlemiş kişi hem ıslah olmuş olacak hem de hiç suç işlememiş birisi gibi hayatına devam edebilecektir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının hangi koşullarda verilebileceği CMK m. 231/5-14’te düzenlenmektedir. CMK m. 231/5: “Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, (…) “iki yıl” veya daha az süreli hapis veya adli para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır…” hükmü gereğince sanık hakkında yapılan yargılama sonunda mahkûmiyet hükmü verilmesinin ve uzlaşmanın sağlanamamış olmasının hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilebilmesi için birer ‘ön şart’ olduğu kabul edilir.
CMK m.231/5 uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için sanık hakkında yapılan yargılama sonunda sanığın, yüklenen suçu işlediğinin sabit olduğuna kanaat getirilip hakkında mahkûmiyet hükmü kurulması gerekir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilebilmesi için gereken mahkûmiyet hükmünün gerekçeli bir şekilde, hükümde var olması gereken bütün unsurları haiz bir şekilde açık duruşmada kurulmuş ve duruşma tutanağına geçirilmiş olması gerekmektedir. Bu nedenden ötürü sanık hakkında temel cezanın tayininden sonra hükmün bireyselleştirilmesine ilişkin bütün kuralların uygulanmasıyla birlikte sonuç cezanın gerekçeli olarak belirtilmesi gerekmektedir. Bu şekilde kurulan hükmün denetlenebilme olanağı sağlanmış olacaktır.
CMK m. 231/5: “…Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır” ibaresini içermektedir. Bu anlamda hem uzlaştırma hem de hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanabildiği hallerde uzlaştırma kurumuna öncelikli olacaktır. Bununla birlikte CMK m. 231/5 yalnızca önce uzlaştırma kurumunun uygulanması gerektiğini düzenlenmiş fakat uzlaştırmaya tabi suçlarda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanmasını yasaklamamıştır.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararın ön şartlarından diğeri ise uzlaşmanın sağlanamamış olmasıdır.
CMK m. 231’de düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanıp uygulanmaması yönünde mahkemeye verilmiş takdir yetkisi, CMK m. 254/2’nin uygulandığı hallerde bir zorunluluk haline gelmiştir. Fakat CMK m. 254/2’de yer alan “Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde; sanık hakkında, 231 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir…” ibaresi hâkimin takdir yetkisini ortadan kaldıran bir ibaredir ve bu düzenlemeyle CMK m. 231’de yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin şartlar uygulama dışı bırakılmaktadır.
