29 Kasım 2023
Suç Ve Cezada Kanunilik İlkesinin İçerdiği Güvenceler
Kanunilik ilkesi, dört önemli hukuksal güvence içermektedir.
- Belirlilik
- Aleyhe kanunun geçmişe yürümesi yasağı
- Benzetme (kıyas) yasağı
- Örf ve adete dayanarak suç ve ceza koyma yasağı
-
Belirlilik
Kanunilik ilkesi sayesinde, yasak davranışın ve bunun karşılığında öngörülen ceza yaptırımının ne olduğu öylesine somut olarak belirlenmiş olmalıdır ki, cezalandırılabilirlik ve suç tipinin uygulama alanı herkes tarafından teşhis edilebilmeli ve yorum yoluyla da olsa anlaşılabilmelidir. Böylece ilke bireylere, norma uygun davrandıkları sürece yaptırıma maruz kalmayacak güvencesi sağlanmakta ve bu sayede özgürlükleri de güvence altına alan bir işlev haline gelmektedir.
Ayrıca TCK m. 2/1 ve 2 ‘de “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.” ve “idarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz.” maddeleri ile de bu husus güvence altına alınmıştır. Bunlarla birlikte örf ve adet kuralları veya hakimin takdir yetkisine dayanarak bir fiilin suç sayılması da mümkün değildir.
-
Aleyhe kanunun geçmişe yürümesi yasağı
Kanunilik ilkesinden kaynaklanan bu yasak, fiilin işlenmesinden sonra yapılan ve failin durumunu kötüleştiren düzenlemelerin, söz konusu fiil açısından uygulanmamasını ifade eder. Bu ilkeye göre işlendiği zamanın kanununa göre cezalandırılmayan bir fiil geriye etkili olarak cezalandırılamayacağı gibi, daha ağır bir ceza ile de cezalandırılamaz. Bu aynı zamanda kusur ilkesinden ileri gelen bir zorunluluktur. Çünkü fâilden, ileride yürürlüğe girecek olan bir kanuna göre kendisini yönlendirmesi beklenemez. Böylece fiilin işlendiği sırada öngörülebilir olmayan bir durumdan, aleyhine bir sonuç çıkarılmayacağı konusunda bireye güvence verilmektedir.
Buna karşılık, failin lehine olan düzenlemeler geçmişe yürümektedir.
-
Kıyas (benzetme) yasağı
Benzetme kanunda yer verilen bir kuralın, düzenleme konusu yapılmayan bir olaya uygulanmasıdır. Benzetmede, kural boşluğunu doldurmak amacıyla hakim tarafından hukukun genişletilmesi söz konusu olur. Benzetme yoluyla boşluk doldurma, metot olarak kanun benzetmesi ya da hukuk benzetmesi biçiminde olur. TCK m. 2/3 c.1 ‘de “kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz.” denilmek suretiyle benzetmenin her iki türü de yasaklanmıştır. Benzetme yoluyla yeni bir suç tipi meydana getiremeyeceği gibi, mevcut suç tipinin uygulama alanı da genişletilemez. Hukuka uygunluk nedenleri, kusuru ortadan kaldıran nedenler ve cezayı ortadan kaldıran ya da azaltan nedenlerin uygulama alanı da kıyas yoluyla daraltılamaz.
-
Örf ve adete dayanarak suç ve ceza yaratılması yasağı
Suç ve ceza, ancak kanunla öngörebileceği için, örf ve adete dayanarak bir fiilin suç sayılması veya suç karşılığı uygulanacak yaptırımın örf ve adete dayanarak belirlenmesine olanak yoktur. Buna karşılık örf ve adet hukukuna dayanarak hukuka uygunluk nedenleri veya kusurluluğu ortadan kaldıran nedenler geliştirebileceği öğretide kabul edilmektedir.
