8 Temmuz 2021
Hacizde İstihkak
Giriş
İcra takip sürecinde, borçlunun haczedilebilir nitelikteki malvarlığı haczedilip paraya çevrilerek alacaklının alacağına kavuşması amaçlanır. Takip borçlusunun borcu sebebiyle üçüncü bir kişinin malvarlığı unsurlarının haczedilmesi mümkün değildir. Ancak borçluya ait olduğu düşünülerek üçüncü kişilere ait mallar haczedilmişse gerek borçlu, gerekse üçüncü kişi istihkak iddiasında bulunabilir. Bu iddia, malı haciz bakımından çekişmeli hale getirir.
Takip sürecinde bazen üçüncü kişilerin mülkiyetinde olan mallar, borçlunun mülkiyetinde olduğu düşünülerek haczedilebilmektedir. Bazense borçlu, kendi elinde bulunan malların üçüncü kişilere ait olduğunu iddia ederek mallarının haczedilmesini önlemeye çalışmaktadır. Bu çalışmada, istihkak iddiasının mahiyeti ve usulü, istihkak iddiasıyla haciz bakımından çekişmeli hale gelen malların akıbeti incelenecek ve tartışılacaktır.
Kapsam ve Amaç
İstihkak iddiası ve bu iddiayı takip eden süreçte amaç, malın mülkiyetinin kime ait olduğunun tespiti değil ancak mal üzerindeki haczin caiz olup olmadığının tespitidir. 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (“İİK”) 96-99. madde hükümleri bu çalışmanın kapsamını oluşturacaktır.
Hacizde İstihkak Usul ve Esasları
İstihkak İddiasına Konu Olabilecek Haklar
Borçlu ya da üçüncü kişi, istihkak iddiasını bir mülkiyet hakkına dayandırabileceği gibi, bir rehin hakkına da dayandırabilir. Doktrinde İİK’nın 96. Maddesi’nde öngörülen bu hakların sınırlı olarak sayılmadığı kabul edilmekte, intifa hakkı gibi sınırlı aynî hakların, tapuya şerh verilerek etkisi kuvvetlendirilmiş şahsî hakların, vefa ya da şufa haklarının istihkak iddiasına ve davasına konu olabileceği ifade edilmektedir.
Hacizde Tertip İlkesi Çerçevesinde Çekişmeli Malların Haczi
Hacizde tertip (sıra) ilkesi gereği üzerinde istihkak iddiası bulunan çekişmeli malların haczi, ancak çekişmesiz malların haczinden sonra mümkün olabilecektir. Çekişmesiz malların haczi ile alacaklının alacağına kavuşması sağlanamıyor ise, çekişmeli malların haczi gündeme gelebilecektir.
İstihkak İddiasında Malın Kimin Elinde Bulunduğuna Bağlanan Hukuki Sonuçlar
İstihkak usulünde hacze konu malın kimin elinde bulunduğu bakımından üçlü bir ayrıma gidilir: Haczedilecek malın borçlunun elinde bulunması, haczedilecek malın borçlu ile birlikte üçüncü kişinin elinde bulunması, haczedilecek malın üçüncü kişinin elinde bulunması halleri bakımından farklı prosedürler öngörülmüştür.
Malın Borçlu veya Borçlu ile Birlikte Üçüncü Kişinin Elinde Bulunması
Borçlu veya borçlu ile birlikte üçüncü kişinin elinde bulunan mallar bakımından aynı usul uygulanır. Zira, borçlu ile birlikte üçüncü kişinin elinde bulunan mallar kural olarak borçlunun sayılır. (İİK. m. 97) Borçlunun elinde bulunan bir mal haczedilirken borçlu ya da üçüncü kişi, malın başkasının mülkiyetinde olduğunu iddia ederse, (bu iddia yukarıda ifade edildiği üzere bir rehin hakkına ya da intifa, irtifak gibi belirli başkaca haklara dayanabilecektir) icra müdürü bu iddiayı tutanağa geçirecek ve taraflara bildirecektir. (İİK. m. 96/3) Alacaklı ya da borçludan herhangi biri istihkak iddiasına üç gün içinde itiraz edebilir. Üç gün içinde itiraz edilmezse istihkak iddiası kabul edilmiş sayılır. Bu durumda, iddia mülkiyet hakkından ileri geliyor ise haciz kalkar ve mal üçüncü kişiye verilir, rehin hakkından ileri geliyor ise, mal rehinli olarak haczedilmiş sayılır. Üç gün içinde alacaklı veya borçlu tarafından istihkak iddiasına itiraz edilirse, icra müdürü dosyayı icra mahkemesine gönderir. İcra mahkemesinin öncelikli olarak yapacağı iş, takibin devamı veya ertelenmesi hakkında karar vermektir. Mahkeme istisnai haller haricinde üçüncü kişiden teminat alarak takibin ertelenmesine karar verir. (İİK. m. 97/III, IV) Burada erteleme kararı sadece istihkak iddiasına konu olan mal bakımından verilebilecek, diğer mallar bakımından takip devam edecektir.
Üçüncü kişi, takibin devamına ya da ertelenmesine ilişkin kararın kendisine tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde istihkak davası açabilir. Bu sürede dava açılmazsa, alacaklı malın satılmasını isteyebilir. Bu halde üçüncü kişi, borçluya karşı sebepsiz zenginleşmeden doğan haklarını kullanabilecektir.
İstihkak davası devam ettiği sürece satış süreleri işlemeyecektir. İstihkak davasının davacısı üçüncü kişi, davalısı ise alacaklı ve şayet borçlu üçüncü kişinin istihkak iddiasına itiraz etti ise borçludur. Borçlunun, üçüncü kişinin istihkak iddiasını kabul etmesi, alacaklı bakımından bir sonuç doğurmaz ancak, borçlu üçüncü kişinin istihkak iddiasını kabul ettikten sonra, bu kabulüne aykırı iddialarda bulunamaz. (İİK. m. 97)
İstihkak Davasında İspat
İstihkak davasında davacı, malı ne şekilde iktisap ettiğini ve malın hangi sebeple borçlunun elinde bulunduğunu ve borçlu lehine olan mülkiyet karinesinin aksini ispat yükü altındadır. Malın, borçlu ile birlikte üçüncü kişinin elinde bulunduğu hallerde mal borçlunun elinde sayılır ancak, niteliği itibariyle kadın, erkek ya da çocuğa ait olduğu açıkça anlaşılan veya sanat, meşgale ve meslek icabı olan mallar bu kişilerin farz olunur. (İİK. m. 97)
İstihkak davasında deliller bakımından bir sınırlandırma bulunmamaktadır. Bilirkişi incelemesi yapılabilecek, tanık dinletilebilecektir. Ayrıca hakim, delilleri serbestçe takdir edebilecektir. (İİK. m. 97)
İstihkak davası neticesinde malın üçüncü kişiye ait olduğu anlaşılırsa dava kabul edilecek ve mal üzerindeki haciz kalkacaktır. Bu durumda mahkemece istihkak iddiasına itiraz eden alacaklı veya borçlunun kötü niyetli olduğuna kanaat getirilirse, malın değerinin yüzde on beşinden az olmamak üzere üçüncü kişi lehine tazminata hükmedilecektir. Malın borçluya ait olduğu tespit edilirse, bir diğer deyişle üçüncü kişinin iddiası haksız görülür ise dava reddedilecek ve satış prosedürü ile takip süreci devam edecektir. Şayet üçüncü kişinin istihkak iddiası neticesinde takibin ertelenmesine karar verildi ise, dava kapsamında kendisinden alınan teminatın yüzde yirmisinden az olmamak üzere davacı aleyhine tazminata hükmedilecektir. (İİK. m. 97)
Malın Üçüncü Kişinin Elinde Bulunması
Borçlu yedinde haczedilen mallar muhafaza altına alınabilecekken, üçüncü kişi yedinde haczedilen ve istihkak iddiasına konu olan mallar ancak üçüncü kişiye yediemin sıfatı ile bırakılabilir. (İİK. m. 88/2) Şayet üçüncü kişi, malı yediemin sıfatı ile elinde bulundurmak istemezse ancak bu halde muhafaza işlemi yapılabilecektir. Üçüncü kişinin istihkak iddiasını ileri sürmesi halinde icra müdürü, alacaklıya bu iddiayı bildirir ve istihkak davası açması için yedi günlük süre verir. Bu süre içinde istihkak davası açılmazsa, üçüncü kişinin istihkak iddiası kabul edilmiş sayılır ve mal üzerindeki haciz kalkar. Alacaklı yedi günlük süre içerisinde istihkak davası açarsa dava, yukarıda ele aldığımız hükümlere göre görülür. Burada malın üçüncü kişinin elinde bulunması sebebiyle farklı olacak temel husus, bu davanın davacısının alacaklı, davalısının ise üçüncü kişi olmasıdır. Dava sonucunda alacaklının istihkak iddiası haklı görülürse dava kabul edilir ve mal, üçüncü kişinin elinden alınır. Alacaklının talebi halinde takip işlemlerine devam edilir ve mal satılarak satış bedeli alacaklıya verilir. Alacaklının istihkak iddiası haksız görülürse dava reddedilir ve mal üzerindeki haciz kalkar.
Değerlendirme ve Sonuç
Uygulamada sıklıkla borçlu ile üçüncü kişi arasında organik bağ bulunduğu gerekçesi ile üçüncü kişi lehine olan mülkiyet karinesi hiçe sayılarak haciz işlemleri yapılmakta ve muhafaza tedbirleri uygulanmaktadır. Mülkiyet karinesinin kimin lehine olacağının tespiti davadaki taraf rolleri, ispat hükümleri ve davanın sonuçları bakımından önemlidir. Borçlu ile üçüncü kişi arasında organik bağın bulunduğu gerekçesiyle, mülkiyet karinesinin kimin lehine olduğu değerlendirilmeden yapılan haciz işlemlerinde, üçüncü kişiler bakımından telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğabilmektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesinin ikinci fıkrasında ifade edildiği üzere “Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karine temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
Yukarıda ifade edildiği üzere, haczedilen mallar borçlunun elinde bulunuyor ise mülkiyet karinesi borçlunun lehine olup, bu durumun aksini ispat yükü, istihkak iddiasında bulunan üçüncü kişide olacaktır. Şayet mal, üçüncü kişinin elinde haczedildi ise mülkiyet karinesi üçüncü kişi lehine olacak ve bu durumda ispat yükü, mahcuz malın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıda olacaktır. Bu bakımdan üçüncü kişi elinde bulunup da üçüncü kişinin borçlu ile organik bağı bulunduğu gerekçesi ile haczedilen ve muhafaza altına alınan mallar bakımından üçüncü kişi her ne kadar istihkak davası açmaya zorlansa da, bu durum, mülkiyet karinesinin üçüncü kişi lehine olduğu ve davada ispat yükünün alacaklıya ait olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir.
Stajyer Avukat
Güven Cem Çullu
Polat & Polat Avukatlık Ortaklığı
