7 Aralık 2021
Cinsel İstismar Suçu Yargıtay Kararları
Yargıtay 14.CD.’nin 07.07.2014 tarih ve 2012/13719 E., 2014/9186 K. sayılı kararında cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması durumunun, şikâyete bağlı olmadan, soruşturulması ve kovuşturulmasının re’sen yapılacağı kanunda açıkça düzenlendiği ve sarkıntılık düzeyinde kalmış cinsel istismar suçunun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlı tutulduğu ifade edilmiştir. “Sanığın yolda yürümekte olan mağdurenin arkasından yaklaşıp kalçasına dokunmak şeklindeki eyleminin 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla değişik 5237 sayılı TCK’nın 103/1 maddesindeki sarkıntılık düzeyinde kalan basit cinsel istismar suçunu oluşturduğu ve bu suçun sanığının çocuk olması halinde soruşturma ve kovuşturma yapılmasının mağdurenin veya kanuni temsilcilerinin şikâyetine bağlı olduğu, ancak sanığın 18 yaşından büyük olması nedeniyle bu değişikliğin sanık lehine düzenlemeler getirmediği…”
Yargıtay 5. CD 15.03.2010 tarih 2009/14741E ve 2010/2063 K. sayılı kararında suçun varlığını değerlendirirken yakalama tutanakları, doktor raporları, varsa tanık beyanları, fail beyanları, adli suç raporları, failin yakalanış şekli, yakalandığı yer, failin savunmasının hayatın olağan akışına uygun olup olmadığı, mağdurun yaşam tarzını birlikte değerlendirerek hüküm kurulması gerektiğini ifade etmiştir.
Yargıtay 2. CD. 26/01/2010, 766 – 1218 sayılı kararında “Katılan M.D’nun 18 yaşından küçük olduğuna ve vekili de bulunmadığına göre, 5271 sayılı CMK’nın 234/2 ve 239/2 maddeleri uyarınca istemi aranmaksızın bir vekil görevlendirilmesi ve mağdurun dinlenmesi sırasında da aynı Yasanın 236/3 maddesi uyarınca, psikoloji, psikiyatri, tıp veya eğitim alanında uzman bir kişinin bulundurulması gerektiğinin gözetilmemesi” nedeni ile bozma kararı vermiştir.
Yargıtay 14. CD. 25.04.2012 T. 2011/3161 E. 2012/4722 K. sayılı kararında, CMK m. 236/3 uyarınca mağdur çocukların tanık olarak dinlenmesi sırasında psikoloji, psikiyatri, tıp veya eğitim alanında uzman bir kişinin bulundurulması ve bu kişinin mağdurun beyanlarına ilişkin görüşü de alınarak sonuca varılması gerekli ise de mağdur 18 yaşını tamamlamışsa, uzman kişilerin varlığı ikinci dinlemede işlevsiz olacağından yerel mahkeme kararının bozulmasına gerek olmadığına hükmetmiştir.
Yargıtay 5. CD. 20.05.2008 T. 2007/11696 E. 2008/4617 K. sayılı kararında, “mağdur çocuğun beyanının, tek başına hükme esas alınmadığı hallerde, çocuğun psikolojisinin yeniden dinlemede daha da bozulabileceği” gerekçesiyle, ifade alınması sırasında uzman kişinin yokluğunu bozma sebebi saymamıştır.

Lise egitim hayatına İstanbul Mümtaz Turhan Sosyal Bilimler lisesinde başlayıp, Kanada Moncton High School’da devam etmiştir. Şu anda Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesinde son sınıf öğrencisi olarak eğitim hayatına devam etmektedir. Aynı zamanda yarı zamanlı olarak Polat&Polat Hukuk Bürosu’nda staj yapmakla birlikte web sitesi için metin yazarlığı yapmaktadır.
Yasal Uyarı
Bu sayfadaki içerikler hukuk fakültesi öğrencileri tarafından hazırlanmış, içeriğin planlaması ve kontrolü büromuz avukatları tarafından yapılmıştır. Bu sayfada yer hazırlanan hukuki bilgiler, hukukçulara ve genel hatlarıyla konu hakkında fikir edinmek isteyen kişilere yöneliktir. Bu bilgilerin doğruluğunu temin etmek için azami çabayı göstermekle birlikte; bilgilerin somut olaya göre geçerliliğinin değişebileceğini veya yasal değişikliklerle güncelliğini yitirebileceğini, avukatlarımızın hukuki görüşleriyle yargılama yetkisine sahip mercilerin görüşlerinin yer yer birbirinden ayrılabileceğini hatırlatmak isteriz.